Meclis Çalışmaları

06/12/2019

BAYRAKLI BELEDİYE MECLİSİNİN 2019 YILI ARALIK AYI TOPLANTISININ 06.12.2019 TARİHLİ II. BİRLEŞİMİNE AİT TUTANAK

 

HAZIR BULUNANLAR    :

Belediye Başkanı                  : Serdar SANDAL.

Üyeler                                    : İsmail SARI - Mehmet TOPTAŞ - İbrahim BALIKÇI - Hulisi BAŞARAN - Yeşim TEKOĞLU - Gamze Gül ÇAMUR - İrfan ÖNAL - Cindi Can POLAT - Serap KESKİN - İpek KUL - Nilgün ALPASLAN - Osman AKSEKİ - Zehra ONGUN - Gönül GÜNGÖR - Ali UĞUREL - Emel ARSLAN HÜR - Ertuğrul CİVELEK - Alim ÇANKAYA - Metin UYMA -  Mukaddes IŞIN - Şentürk APAYDIN - Kıyasettin AYDEMİR - Özgür HIZAL - Dilek YILDIZ - Osman SAĞLAM - Abdullah AKTAŞ - Mikail BİLİCİ - Hayrullah TELLİ - Seyfettin ATBAŞ - Murat PERVANE - Ahmet ÖZTEP - Emre DEMİR -  Orhan TEMİZ - Muhammet ŞAHİN - Derviş KABACIK.

HAZIR BULUNMAYANLAR: Hasan KARABAĞ - Şeyhmus BIÇAKÇI.

I. BAŞKAN TARAFINDAN MECLİSİN AÇILMASI

 

BAŞKAN- Evet değerli konuklar çoğunluğumuz mevcut 2019 Aralık Ayı Meclis 2. oturumunu açıyorum. 

II. GEÇMİŞ TOPLANTI TUTANAĞININ OYLANMASI

03.12.2019 tarihli Meclis Tutanağı.

                   

BAŞKAN- Geçmiş toplantı tutanağının oylanması Yeşim Hanım?

 

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım herkese iyi akşamlar diliyorum. Bu geçmiş toplantı tutanağında sayfa 28’de İpek Hanım ve Abdullah Bey’in bir sataşması var, onun gündemden çıkarılmasını istiyorum. Tutanaktan çıkarılmasını talep ediyorum.

BAŞKAN- Abdullah Bey?

Abdullah AKTAŞ- Uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar ilgili kısmın tutanaktan çıkarılıp oylanmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir. Diğer maddeye geçiyoruz.

III. BİRİMLERİN ÖNERGELERİNİN GÖRÜŞÜLMESİ

BAŞKAN- Buyurun.

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım gündeme geçmeden bir konuşma yapabilir miyim? Kadın cinayeti.

BAŞKAN- Buyurun

Yeşim TEKOĞLU- Tamam sonrada yapabilirim nasıl istiyorsanız.

BAŞKAN- Yani ister dilek temennilerde öbür arkadaşlarımıza da söz hakkı verelim. Dilek ve Temennilerde verelim. Buyurun.

1- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-8428) Bayraklı ilçesi, 25M-IIA pafta, 36840 ada, 8 nolu parseldeki 13/92(13m2) Belediyemiz hissesinin 3194 sayılı İmar Kanununun 17.maddesi gereğince parseldeki diğer hissedarlardan Celal ÖZYILMAZ'a hisseleri oranında satılıp satılmaması hk.

 

BAŞKAN- Yeşim Hanım?

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım atladım, gündemde yazıldığı şekilde oylanmasını talep ediyorduk.

BAŞKAN- Evet Abdullah Bey sizde, evet arkadaşlar gündem maddelerinin gündemde yazıldığı şekilde okunmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir. Buyurun Yeşim Hanım?

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım bu gündem maddesinin Plan Bütçe, İmar, Hukuk ve Sosyal Konutlara havalesini talep ediyoruz.

BAŞKAN- Evet Abdullah Bey?

Abdullah AKTAŞ- İlgili komisyonlara sevki uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar 1 nolu önergenin ilgili komisyonlara havalesini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir. Buyurun.

2- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-8430) Bayraklı ilçesi, 25M-IIA pafta, 36840 ada, 7 nolu parseldeki 5/83(5m2) Belediyemiz hissesinin 3194 sayılı İmar Kanununun 17.maddesi gereğince parseldeki diğer hissedarlardan Celal ÖZYILMAZ'a hisseleri oranında satılıp satılmaması hk.

 

BAŞKAN- Yeşim Hanım?

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım 2 ve 3’te yine aynı gündem maddesi hisseleri oranında satış bunların Plan Bütçe, İmar, Hukuk ve Sosyal Konutlara havalesini talep ediyorum.

BAŞKAN- Abdullah Bey?

Abdullah AKTAŞ- İlgili komisyonlara sevki uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar 2 ve 3 nolu önergelerin ilgili komisyonlara havalesini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir. Evet.

IV. İHTİSAS KOMİSYON RAPORLARININ GÖRÜŞÜLMESİ

1- (PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ-1086) Mülkiyeti Belediyemize ait 3836 ada, 1 no.lu parselin, Belediyemizin SGK ve Vergi Borçlarına karşılık mahsuplaşma işlemlerine altlık olması amacıyla imar planı değişikliği yapılması talebi doğrultusunda hazırlanan 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin kabulüne ilişkin Plan ve Bütçe, İmar, Hukuk Komisyonları (oy birliği) ortak raporu.

 

BAŞKAN- Yeşim Hanım?

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım Komisyonlardan geldiği şekilde oylanmasını talep ediyoruz.

Abdullah AKTAŞ- Komisyonlardan geldiği şekilde oylanması uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar komisyondan geldiği şekilde önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir.

2- (RUHSAT VE DENETİM MÜDÜRLÜĞÜ-5296) Mansuroğlu Mahallesi, Manavkuyu  Mahallesi, Adalet Mahallesi sınırları içinde içkili yer bölgesi belirlenmesinin kabulüne ilişkin İmar, Hukuk, Esnaf-Sanatkarlar ve Pazaryerleri Komisyonları (oy çokluğu) ortak raporu.

 

BAŞKAN- Yeşim Hanım?

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım Komisyonlardan geldiği şekilde oylanmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN- Abdullah Bey?

Abdullah AKTAŞ- Komisyonlardan geldiği şekilde oylanması uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar önergeyi komisyondan geldiği haliyle oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir. Burada oy birliği komisyondan geldiği şekliyle dedim. Buyurun.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Yani komisyonda zaten arkadaşlar reddettikleri için komisyonunu oyladık biz.

Mikrofonsuz konuşulduğu için deşifre edilememiştir.

BAŞKAN- Yani fark etmez önergeye Milliyetçi Hareket Partisi ve Ak partisi grubumuz sanıyorum ret oyu vermiş. Bu haliyle oylarınıza sunuyorum arkadaşlar. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir.

V. YENİDEN GÜNDEME ALINANLAR

 

1- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-7513) Mülkiyeti Belediyemize ait Bayraklı ilçesi, Bayraklı Mahallesi, 26 N 3D pafta, 32660 ada, 3 parsel nolu arsa niteliğindeki taşınmazın (206,00m2) kat karşılığı olarak ihaleye çıkarılması ve yapılacak sözleşmeye istinaden belirlenecek yüzdelik orana isabet eden sayıdaki dairelerin yükleniciye devredilmesi ve Belediye Meclisimizin 03.09.2018 tarih 478 sayılı kararının iptal edilmesinin kabulüne ilişkin Plan ve Bütçe, İmar, Hukuk Komisyonları (oy birliği) ortak raporu.

 

BAŞKAN- Evet geçen hafta ifadede bir sıkıntı vardı arkadaşlar onu düzeltmişler, buyurun Yeşim Hanım.

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım Komisyonlardan geldiği şekilde oylanmasını talep ediyoruz.

Abdullah AKTAŞ- Komisyonlardan geldiği şekilde oylanması uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet arkadaşlar önergenin Komisyondan geldiği şekliyle oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oybirliği ile kabul edilmiştir.

VI. DİLEK VE TEMENNİLER

 

BAŞKAN- Evet Dilek ve Temennilerde söz almak isteyen arkadaşlarım var mı? Buyurun Yeşim Hanım.

Yeşim TEKOĞLU- Sayın başkanım, değerli meclis üyeleri hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. “Kadınlar size Allah’ın emanetidir.” diyen, “Cennet annelerin ayakları altındadır.” diye buyuran Hazreti Muhammet’in ümmetinden olduğunu kabul eden bir toplumda nasıl oluyorda kadınlar şiddetin her türlüsüne bu kadar maruz kalabiliyor? Ülkemizde kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti vahşi tecavüz haberleri ile sarsılmadığımız gün yok. İşine yarayan ya da işine gelmeyen bir konuda yapılması gerekenleri adeta jet hızı ile çözen yerine getiren iktidar, artarak devam eden kadın cinayetlerinin önlenmesi ve şiddetin önüne geçilmesi konusunda maalesefki aynı başarıyı gösteremiyor. Realist samimi ve çözücü tedbirler alınmıyor. Yasaların ne kadar yeterli olduğu ve ne derece uygulana bildiği tam bir muamma. Cezaların yeterince caydırıcı olmadığı, adeta geliyorum diyen olayların önlenemediği, göz göre göre cinayetlerin işlendiği ve suçluların cezaevlerinden kolayca kaçabildiği bir ülkede yaşıyoruz. Fakat sadece kanunların değil, ülkemizdeki sosyo kültürel yaşamın da yeniden ele alınması gerektiğine inanıyorum. Şiddeti besleyen toplumsal erozyonlardan olan çok sayıda şarkı ve şiddeti özendiren TV dizilerinin toplumumuzun beslediğini daha doğrusu buna maruz bırakıldığını görüyoruz. Bugün üzerimize giydiğimiz bu tişört bile bunu farkındalık yaratmak anlamında acılarımıza bir nebze olarak çanak tuttuğuna inanıyoruz. Örneğini “Ağaç yaşken eğilir.” şiarıyla hareket ederek çocuk yetiştirme tarzımızı ve eğitim sistemimizi yeniden düzenlemeliyiz. Aksi halde özellikle kadınlarımızın ve çocuklarımızın maruz kaldığı vahşet haberleri zaman içerisinde sıradanlaşabiliyor. Yıllardır azalmayan bu acının sonu bir türlü gelmiyor, hatta daha da azıyor. Sokakta yazılı ve görsel medyada kadını dövdüler, aşağıladılar sustunuz. Tehdit ettiler, dövdüler, eziyet ettiler sustunuz. Ne zaman göreceksiniz olayların ciddiyetini, daha ne olması lazım? Korkunç acı bu aslında, bunlar sadece duyduklarımız. Sessizce toprağa gömülen, bilmediğimiz, duymadığımız ne kadar travmalar, ne kadar büyük şiddetler var. Kadın cinayetleri durmalı Ceren’ler ölmemeli yeter artık. Teşekkür ediyorum başkanım.

BAŞKAN- Evet, teşekkür ediyoruz. Buyurun.

Emel ARSLAN HÜR- Sayın başkanım, değerli meclis üyesi arkadaşlarım hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Dün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günüydü. Mustafa Kemal ATATÜRK 5 Aralık 1934 yılında “Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürünmeyi değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” diyerek Türk kadının her alanda olduğu gibi, sosyal hayatta da var olmaları için dünyadaki diğer ülkelerden önce Türk kadınına seçme seçilme hakkının tanınması için yasanın kanunlaştırılmasına önderlik etmiştir. Dünya hakları Dünya Kadın Hakları Günümüz kutlu olsun Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygı ve minnetle anıyorum.

BAŞKAN-  Çok teşekkür ederim, sağ olun. Buyurun.

Dilek YILDIZ- Sayın başkan, değerli meclis üyeleri bende hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum. 5 Aralık Türk kadını seçme ve seçilme hakkının verilişinin yıl dönümüydü. Tarihte eşi benzeri görülmemiş gayret ve fedakarlık örneği sergileyen Türk kadını, Kurtuluş Savaşının seyrinin değişmesinde büyük bir rol oynamıştır. Ve gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından bu fedakarlık karşılıksız bırakılmayarak, Türk kadınına dünyanın birçok ülkesinden daha önce seçme ve seçilme hakkı kazanılmıştır. Türk kadını resmiyette seçme ve seçilme hakkını kazansa da bir takım çevreler tarafından bazı kadınlarımız siyasi engeller ile karşılaşmış, parlamento ve yerel meclislerde seçilmesinin önüne yasaklar konulmuştur. Eğitim ve kamu çalışma haklarından mahrum bırakılmıştır. Yani Cumhuriyetin kuruluşunda kadına gösterilen hedef, pratiğe çevrilememişti. Ancak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın destekleriyle Türk kadını Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana hak ettiği gerçek değere kavuşmuş, gerek yerel meclislerde gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisinde seçilmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır. 7 Haziran 2015 seçimleriyle birlikte artık ayrım kalkarak, genel kurulda milletvekilleri kılık kıyafetlerine bakılmaksızın yemin etmişlerdir. Bu vesile ile kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkının verilişinin 85.yıldönümünde Türk kadınının ve tüm dünya kadınlarının 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününü en kalbi duygularımla kutluyorum.

BAŞKAN-  Evet çok teşekkür ediyorum. Buyurun.

Emre DEMİR- Başkanım herkese hayırlı akşamlar diliyorum. Başkanım hayvansever vatandaşlarımızdan gelen talep üzerine söz aldım. Tepekule Mahallesindeki veterinerlik hizmetlerimizin olduğu alanı kapatıp Doğançay’a taşınmışız galiba, dün bununla alakalı bir konu geldi. Bunun hayvansever vatandaşlarımız tarafından tekrar merkezi bir alana alınması isteniyor. Doğançay gerek ulaşım, gerek burada merkez mahallerimizde  özellikle hayvanların beslendiği mahallelere uzak kaldığı için sıkıntı yaşıyorlarmış. Hatta şöyle trajikomik bir olay olmuş. Sokak kedisini Bornova veterinerliğine götürmüşler, veterinerlik “nerden geliyorsunuz” demiş, “Bayraklı’dan” demişler. “O zaman biz bakamayız Bayraklı’nın kedisine” demişler. Yani kedinin ikametimi olur başkanım? Öylede trajikomik bir olay olmuş. Bununla alakalı başkanım hayvan sever vatandaşlarımız hassasiyet bekliyor ve bide geçen mecliste gündeme gelince biz yerinde de tespit etmeye çalıştık meclis üyesi arkadaşlarımızla. Gümüşpala düğün salonunu biliyorsunuz, masal evlerine çevirmek istiyoruz. Bununla pek bir beis görünmese de yerine daha burada proje olmasına rağmen, oradaki vatandaşların tamamını gezemesek de birçoğuyla konuştuk. Vatandaşın buranın kapanmasıyla alakalı bir talebi yok. Rahatsızlık duyan vatandaşlar birkaç ev tabi rahatsızlık duyuyor ama, çoğunluk kapatılmasının taraftarı değil başkanım. Birde Doğançay’da yapacağız dedik çünkü burada yılda 100-200 düğün yapılıyor. Bu yoğunluğu Postacılar Mahallesi karşılayamaz diyorlar ve doğru söylüyorlar. 5 mahalle burada düğün yapıyor.  Doğançay’da yapacağız diyordu ama bunun tarihi ne zaman? Ne zaman olacak? Düğün sezonunda şuan halihazırda başlamış bulunuyor, talepler alınıyor düğün salonuna. Bununla alakalı da merakımızı giderirseniz seviniriz başkanım.

BAŞKAN-  Şimdi ilgili bölgedeki düğün salonu ile ilgili şikayetleri bizim hem sosyal medya birimimize hem bize yazılı müracaatları hem de sözlü müracaatları var. Ve oradaki asıl sıkıntılardan bir tanesi ateşli silahların bolca kullanılması düğünden çıktıktan sonra ve diğer düğün salonlarına göre gerçekten konutlara çok yakın bir alan. Bazen pazarla da birleştiğinde düğün, ortadan çıkılmaz bir hal alıyor. Hatta oradaki spor salonumuzla, halı sahamız var, futbol sahamız var. Orada da vatandaşlarımızın ciddi eleştirileri var. Çünkü bazen sporcu arkadaşlarımız genel kuralların dışına çıkarak, bütün yapmamaları gereken işleri halı saha içerisinde sergileyebiliyorlar. Yani kıyafetlerini orda giyiyorlar, orda çıkartıyorlar. Birde konuşma dilleri vesairesiyle ilgili çevreden ciddi duyarlılık var şikayetleriyle ilgili. Yani biz burada ağırlıklı olarak, meseleye bakınca tek taraflı bakmıyoruz. Yani talebi gerçekten topluyoruz. En son bizim Mansuroğlu’ndaki ana caddenin mesela sevgi yolu olmasıyla ilgili şeyler vardı, anket yaptırdık. Yani bir şeye karar verirken vatandaşın ne söylediğine dikkat ediyoruz. Bir de yerine gidip bakıyoruz bu mazeretlerinde haklılar mı, haksızlar mı? Ve bizi daha çok ilgilendiren şey o bölgede işsizlik ve çocukların eğitimi. Kapattığımız bir düğün salonu yerine yeni birini açıyoruz. Yani oradaki o boşluğu doldurabileceğimiz bir alan var. Öbür taraftaki alan geç olur ama eninde sonunda olur. Yani bir o bölgenin hafriyatla ilgili dolma işlemi var. Mülkiyetiyle ilgili işler var. Bürokraside işler çok ne yazık ki hızlı gitmiyor. Yani bu hem mevzuat açısından belediyede, hem kamusal alanda ilgili mevzuatlar var onlara uyuyoruz. Ama gerçekten orayı çözebilirsek, o sorunu oradan kaldırırız. Hatta Postacılar’daki düğün salonunu da kaldırırız. Yani konut alan içerisinde düğün salonu meselesi birazcık sıkıntılı bir mesele. Buyurun.

Alim ÇANKAYA- Sayın başkanım, değerli meclis üyesi arkadaşlarım 5 Aralık kadın haklarının verilişinin 85. yılında emeğini, yüreğini, sevgisini, hoşgörüsünü sevdiklerine veren ülkesi Cumhuriyetini seven, geleceği sevdikleri adına nakış gibi işleyen sevgili kadınlarımızı kutluyorum. Cumhuriyetimizin kurucusu olan değerli Mustafa Kemal ATATÜRK bugünleri çok önceden gelişmiş dediğimiz Avrupa ülkelerinde bile bu hakların verilmediği dönemde Türk kadınının önemini İstiklal Savaşındaki mücadelesini görerek, 1934 yılında kadına seçme ve seçilme hakkını vermiştir. Bu demektir ki kadın erkeğin gerisinde gerilerinde değil kadın erkeğin yanında yanı başındadır. Türk ulusu tarihinde, geçmiş tarihinden bu yana kadınları hanım yani hanım yani her zaman eşit görmüş ve bundan sonrada Cumhuriyetimizin kadınları ülkesini seven Atatürkçü, Cumhuriyetçi kadınlar eşit haklara sahip olarak hep birlikte onların haklarını korumada mücadeleyi birlikte vereceğiz. Ancak son 10 yılda kadın haklarında kadınlarımızın taciz, istismar ve ölümlerinde çok büyük artışlar olmuştur. Sadece 2019 yılı 11 ayda 430 kadınımız çeşitli sebeplerle öldürülmüştür. Ya bunların bu gidişi buradaki meclis üyesi arkadaşlarımızın hiçbirinin tasnif etmesi mümkün değildir. Her birinizin bu konunun irdelenmesinde kadın haklarımızın geriye gitmemesi adına mücadele etmemizi canı gönülden arzuluyorum. Çağdaş, medeni, Atatürkçü kadınlarımızla birlikte bu olumsuzlukların giderilmesinde çaba içerisinde olacağınıza da eminim. Ayrıca mühendis olmam dolayısıyla da 5 Aralık Dünya Mühendisler Gününü de kutluyorum. “Bir mühendis neyi, nasıl, nerede bulacağını bilen çözüm üreten teknik elemandır.”derdi hocam. Gerçekten de bu doğrudur tüm mühendislerimize de başarılar diliyorum.

BAŞKAN-  Çok teşekkür ediyorum. Şimdi arkadaşlar demin arkadaşlarımızın söylediği bu hayvan severler ile ilgili işle ilgili arkadaşımız bilgiyi gönderdi. Bu Tepekule’deki veterinerlik birimi Anıtlar Kurulu Kararı ile kaldırılıyor. Ama önlem olarak arkadaşlarımız Zabıta Müdürlüğü içerisinde hayvan teslim alabiliyorlar. Ben de yeni öğrendim. Bilgiyi size de vermiş olayım. Buyurun.

Orhan TEMİZ- Sayın başkan, değerli meclis üyeleri herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Muhtarlarımızı yanımıza alarak yaptığımız mahalle ziyaretlerimiz sırasında biz de elimizden geldiğince yanınızda olmaya çalıştık. Sizlerle birlikte muhtarların ilettiği hem de vatandaşlardan gelen talepleri dinledik. Bizler zaten size bu sorunları sırasıyla bildirip çözümlerini bekliyoruz ve beklemekteyiz. Ancak iletilen sorunların büyük ölçüde hatta neredeyse hiçbirinin çözülmediğini de görüyoruz. Sizinle de hatırlarsanız mahallemizde yaptığınız gezide birlikteydim ve Gümüşpala için kaldırım, trafik ve benzeri sıkıntılardan bahsettik üzerinden 2 ay geçmesine rağmen hiçbir çalışmanın başlatılmadığını görüyoruz. Neyse ki kısa vadede olmaz bu iş deyip sineye çekelim ve biraz daha bekleyelim. Ancak sizin özellikle 1 ayda bitirin talimatını verdiğiniz Gümüşpala meydanında bulunan Türk Bayrağı ve Atatürk büstünün üzerinden 29 Ekim ve 10 Kasım geçmesine rağmen yapılan bir çalışma yok. Halbuki talimatınız gayet açık ve net olarak Fen İşleri Müdürlüğü tarafından alındı ve not edildi. Yapılan zincir takma dışında bir şeyin olmadığı gibi,  aydınlatma ve düzenlenmesine dokunulmadı bile. Bayrağımızı zincirle korumamıza gerek yok, zaten biz onu zincirle çevirmenizi değil bakımlarını yaparak şanına yakışır bir hale getirmenizi bekliyoruz. Boşa geçen 8 ay ancak bundan sonra dolu dolu bir yıl olmasını Bayraklımız adına diliyor, herkesin yeni yılını kutlar 2020 yılının ülkemize barış huzur ve mutluluk getirmesini yüce Allah’tan niyaz ederim. Saygılar.

BAŞKAN- Şimdi değerli arkadaşlar söz konusu alanı beraber gezdik. Sanıyorum oradaki bir ziyaretimde yani bölgeye giderken, oradaki o pirinç levhaların vesairelerin söküldüğünü gördüm. Yani işleme başladıklarını biliyorum. Ama bir daha ilgili teknik ekibe söyleriz ne tür bir aksaklık var, çok büyük bir işlem değil o.

Orhan TEMİZ- Çok büyük bir işlem değil ama başkanım yani…

BAŞKAN- Ama burada bir de mesele şu yani orada herhangi bir işlem yapılmışsa ve bazı işlerde de telif hakkı bilmem ne dolmuşsa bilmiyorum. Bazen bazı şeylere karışamaya bilirsin.

Orhan TEMİZ- Başkanım orada 3 tane ampul var. Yani oraya gelen arkadaşlar o 3 ampulü değiştirirlerse onun görselliği zaten bayrağımızın Atatürk’ümüzün…

BAŞKAN- Yani bu sonuç itibariyle minik teknik bir işlem, yani bu meclise de gelebilecek bir işlem değil. Bana alo dersiniz ben bunu hallederim yani. Sonuç itibariyle bizim 7-24 her alanda, her yerde olup yani mesela arkadaşımız soru soruyor. Doğal olarak teknik bir işlem Anıtlar Kurulu tarafından onun kaldırıldığını ben de yeni öğrendim. Yani biz alandaki her çalışmanın, her saniye başındayız. Her işi biliyoruz. Her şey kontrolümüz altında oluyor, bitiyor böyle bir şey yok. Hepimiz insanız, bu küçük bir mesele çok küçük bir mesele.

Orhan TEMİZ- Başkanım küçük evet küçük ama hani burada…

BAŞKAN- Bakın bir diğer mesele bizim ana arterdeki sanıyorum, önümüzdeki hafta sizden bir esnaf grubu gelecek yani sorunları ve sıkıntılarıyla ilgili. O yolun, o sorunu ve vatandaşın ana alana yola taşma sorunu başlı başına bir dert. Haklı olduğu yerler var. Haksız oldukları alanlar var ve o yol büyük bir olasılıkla komple kazıyabilir Büyükşehir. Yamanlar vesaire dışında bunlarda netleştikten sonra gerekli işlemleri yapacağız. Farklı alternatifler var, farklı çözümler var. Her 2 tarafa da duvarlar koymak, araştırma için engellemek vesaire gibi emin olup öyle yapalım. Çok büyük bir işlem değil o. Yani 1 ay geçti, 2 ay geçti olmadı onun dışında bizim bir gün Fen İşleri istiyorsanız Park Bahçeler, Temizlik diğer müdürlüklerimiz Bayraklı’da siz de zaman ayırın böyle iki gün olsun ama, ancak biter çünkü yaptığımız işler sıralanan. Ne yapıp yapmadığımızı görürsünüz evet arkadaşlar. Buyurun Yeşim Hanım.

Yeşim TEKOĞLU- Sayın başkanım, değerli meclis üyeleri cinsiyet eşitsizliğinin en belirgin yansımalarından olan siyasette Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanımız Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU başta olmak üzere, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç SOYER ve Bayraklı Belediye Başkanımız Serdar SANDAL gibi, kadınların siyasete katılımını destekleyen isimlerle birlikte görev yapmaktan gurur ve onur duyduğumu bildirmek istiyorum. Bu bağlamda kadınlara seçme ve seçilme hakkı konusunda tüm dünyaya örnek olacak bir karara öncülük eden Büyük Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ü bir kez daha saygı sevgi özlem ve minnetle yad ediyorum. Teşekkür ederim sayın başkanım.

BAŞKAN- Evet bütün bürokrat arkadaşlarımız bundan sonraki meclis toplantılarında tamamının hazır olmasını istiyorum, istisnasız. Evet buyurun.

Abdullah AKTAŞ- Hayırlı akşamlar diliyorum. Başkanım bu Adalet Mahallesiyle ilgili bir toplantı yapmıştık. Bunun son durumu nedir? Bir gelişme var mı? Bir de diğer mahallelerin imar değişiklikleri ne durumda?

BAŞKAN- Şimdi onu yine detaylı konuşuruz hatta bu konuda bize yardımcı olacağını kentin de önünün açılmasıyla ilgili hem bizim kendi vekillerimiz hem Adalet Ve Kalkınma Partisi vekillerimizle de görüştük. Onlarında görüş ve önerilerini alacağız. Hatta dün Hamza Bey’le yada evvelki gün görüştüm. Ama bütçe görüşmeleri gerekçesiyle sanıyorum birazcık sarkacak. Herkesin görüşünü alarak, bu anlamda bir grup arkadaşımızı Ankara Yeni Mahalleye göndereceğiz Ankara Yeni Mahalle Belediyesi bu kentsel dönüşüm meselesinde oldukça başarılı bir belediyemiz onların da önerilerini alacağız. Ankara’dan bir ekip bize bir sunum yaptı biz temel meselelerimizi vesaireleri söyledik, boş durmuyoruz o konuda. Ama zor bir mesele, yani itiraf etmek gerekirse çok zor bir mesele, yani o yeniden değerlendirme işi vatandaşın 3 dairesini alıp bir daire verip üstüne para isteme işinden tutun, 150-200 arkadaşın şuulandırılma meselesine kadar çok kolay bir mesele değil. Ama biz tarafımız vatandaş lehine olmak üzere, hep beraber yani sorunu sonuçlandırdığımız an daha da olgunlaştırdığımız an tekrar meclisimizle paylaşacağız meseleyi. Vatandaşın taleplerini bir daha toplayacağız. O topladığımız talepleri iş dünyasıyla da paylaşacağız. Sonuç halini meclisimizle de böyle bir fikir alış verişinde bulunduktan sonra, ilgili arkadaşlara ya ihale edeceğiz büyük olasılık belediye içerisinde bu işi çözelim dersek biraz zamanla ilgili sıkıntı olur. Böyle açık bir ihale ile sorunları sıkıntıları açık net bir şekilde profesyonel bir firma ile de o işi yapıp geçeceğiz yani. Buyurun.

Mikail BİLİCİ- Sayın başkan…

BAŞKAN-Abi gülerek başladın, inşallah çakmayacaksın.

Mikail BİLİCİ- Yok bu şeylerle çıktık ya sayın başkanım “Ölmek istemiyorum.”

BAŞKAN- Evet.

Mikail BİLİCİ- Tabi sayın grup sözcümüz sağlam giydirdi. İyi giydirmeler oldu sayın grup sözcümüzün falan ama ben böyle değil güzel dokunacağım. Sayın başkan erkek 25 yaşına kadar annesine, 25’ten sonra 50’sine kadar da hanımına şükredendir. Erkek hanıma şunu söyler “Ben sana şükrederim, sen bana sabredersin.” Bu “ölmek istemiyorum” ölüm sözü toplumumuzda ille de hastalar vardır. O hastaların icra ettiği olaylar şunu yapsalardı daha hoş olurdu. Ben sizin siz bana benim “siz bana şükredilensiniz” veya şükredilen ibaresi kullanılsaydı bu ölüm kelimesi yerine daha hoş olurdu. Hastalarla normal insanları aynı çatıya koyup yargılama ortamının dışında olsun hanımlar. Biz onlar bizim işte 25’e kadar şükrettiğimiz 50’ye kadar eşimizle beraber şükrettiğimiz kesim, biz onlarsız olamayız. Ölüm bizim ile anılmamalı hasta ruhlular ile anılır. O normal insanların işi değil. Teşekkür ederim.

BAŞKAN- Sayın meclis üyem biz de 50 sınırdayız, 50’den sonra bir şey var mı?

Mikail BİLİCİ- Sayın başkan şükrederim. Sabrederim. Bu iki kelime çok önemli biz şükrediyoruz, kadın da bize sabrediyor. Biz o kadar borçluyuz, yani biz borçlu yaşayan bir nüfusuz kalkıp onlara yanlış yapma gibi bir hakkımız yok.

BAŞKAN- 50 den sonrayı söylüyorum.

Ertuğrul CİVELEK- Mikail abi kaç yaşındasın?

Mikail BİLİCİ- Ben 55 yaşındayım.

Ertuğrul CİVELEK- Sıkıntı büyük.

BAŞKAN- Çok teşekkür ederim cevabını alamadık ama.

Mikail BİLİCİ- Ben teşekkür ederim. Sağ olun.

Muhammet ŞAHİN- Başkanım bu geçen mecliste de gündeme getirmiştik. Bu vatandaşlarımızın belediyeye ait yerleri satın almasıyla hakkında rayiç bedellerinin düşürülmesi veyahutta tekrar bir komisyonla kıymet taktirlerinin yerinde yapılması kıymet tespitlerinin, bir çalışmamız olacak mı yakın zamanda? Ciddi anlamda vatandaşlardan bu yönde bize sorular ve bizde bu konuda bir cevap ne cevap vereceğimizi bilemiyoruz açıkçası. Şimdi bu olacak mı? Olmayacak mı? Net bir şekilde onu bir söyleyelim.

BAŞKAN- Şimdi arkadaşlar bazen öyle bir iş oluyor ki, yani vatandaşı dinliyorsun gereğini yapıyorsun. Sonra başka bir grup vatandaş hayır diyor mesela en son Manavkuyu da bize bir kafe yeri istediler tamam yapalım dedik. Yani özellikle belli bir yaşın üzerindeki emekliler, yurttaşların gelip sadece çay içebileceği bir alan. Sonra arkadaşlar gitti kıyamet koptu. Biz buraya istemiyoruz. Nereye işte 20 metre öbür tarafa, 20 metre öbür taraf uygun olursa bu defa oradaki vatandaşlarımız kaldırıyorsun bir daha, şimdi toplumun tamamını mutlu edebilmek diye bir şey yok ama adaletli bir işlem tesis etmek son derece önemli. Burada da artık biz bu şeye başladık ama geçmiş uygulamalara göre şuan ücretimiz de indirilmiş durumda Yani biz bunu şuanki fiyatın 5 katı aşağıya da indirsek yine bu sıkıntılar ve talepler gelecek yani bedavaya kadar gider bu.

Muhammet ŞAHİN-Yani o zaman zam yapalım başkanım yani.

BAŞKAN- Arkadaşlar zam yapmayalım. Yurttaş kendi hakkı olanı, yani şuanki piyasa değeri üzerinden koşullar da uygun, piyasanın koşulları uygun.

Özgür HIZAL- Ekonomi düzeldi yani.

BAŞKAN- Ekonominin düzelmesi bizi çok çok mutlu eder. Çünkü hepimiz bu ülkenin bir parçasıyız. Bizi direk etkileyen bir şey düzelmesini canı gönülden isteriz tabi.

Muhammet ŞAHİN- Başkanım rayiç bedelleri üzerinde adaletsizlik var. Yani bazı yerlerde bedellerin tamamı yerinde ama bazı yerlerde de o bedelleri yapmayışıyla alakalı durumlar söz konusu. İlgili arkadaşlar tabi biz bu konuda tam şey değiliz ihtisaslı bir birey değiliz. Yetkili arkadaşlar bu konuyla ilgili size bir detaylı bilgi getirirlerse…

BAŞKAN- Yani mesela şöyle yapalım, size gelen o bilgileri bizim bu rayiç bedellerini belirleyen ilgili müdür arkadaşımızla bir görüşün. Yani size gelen bilgiler doğru mudur, değil midir? Bazen de bilgiler çarptırılarak gelebiliyor. Rayiçleri nasıl hesapladıklarını, ne yaptıklarını, geçmişteki uygulama nedir? Gerçekten rayiç dışında piyasa değeri nedir? İkisini kıyaslasınlar siz inanıyorum ki tatmin olacaksınız yani aldığınız cevaptan. Buyurun.

Abdullah AKTAŞ- Başkanım o rayiç bedellere ilgili müdürlerimizin de eline konan bazı şeyler var. Yani onun açılması yönünde bizim bir şeyler yapmamız lazım. Yani belki encümen kararları iptali konusunda ya da ne bileyim bu rayiç bedelleri toplanan rayiç için bir değişiklik yapmak lazım. Çünkü mesela indiriliyor rakam ama atıyorum 3000 liradan 2500’e düşmüş ama vatandaş zaten alamıyor. Şimdi mesela benim bildiğim biri yer var adam binasını bitirmiş oturacak vaziyete getirmiş ama yerini alamadığı için tapusunu alamıyor. Binayı satamıyor. Elektrik yok, su yok. Yani bu tür şeylerin yinede özel bir çalışma yapmak lazım bununla ilgili.

BAŞKAN- İşte arkadaşlar siz de onu ilgili yasa çerçevesinde yapıyorsunuz yani meclis kararlarınız da belirli bir yere kadar yani. 4000 liralık bir yeri 3000 lira ya da altına çektiğiniz zaman otomatik %25 indirim yapıyorsunuz. Yani bunun belirlendiği tarih bundan 3 yıl önce ise enflasyon farkını da koyduğunuzda neredeyse bu yarı yarıya gelen bir oran, arkadaşlar orada sınırda durduğuna inanıyorum. Çünkü burada karar verdiğimizde biz gerçekten dar gelirli vatandaşlarımızın arsaları içerisindeki paylarını yasalar ölçeğinde en makul ve en uygun şekliyle vatandaşa vermekti fikrimiz. Arkadaşlar ona gayret ediyorlar. Hani bir uygulamayı yaparken yani bu kamuda da öyle belediyede de öyle diğer alanlarda da öyle bazen hani istenmeyen durumlar olabilir. Bu ne bizim irademiz ile olur, ne de kamuda böyle bir iş varsa kamunun başındaki büyüklerimiz tarafından olur. Uygulamada eksiklikler olabilir. Onları konuşuruz. Ama öncelikle ben vatandaştan gelen talepleri ilgili birim müdürü arkadaşımızla görüşün,  gerçekten somut net bir şey varsa konuşalım.

Abdullah AKTAŞ- Mesela geçen seferde dile getirmiştim. Şimdi bu imar değişikliği olan bölgelerde özellikle fazla olan sıkıntı var şimdi vatandaş 2 sene 3 sene önce dilekçesini vermiş ama imar değişikliğinden dolayı o süreç durmuş, dolayısıyla rayiç bedel 2-3 defa üzerine bindirme yapmış yani.

Muhammet ŞAHİN- Bunlara ödeme kolaylığı getiremiyor muyuz başkanım?

Abdullah AKTAŞ- Ya bunlara farklı bir şey yapmak lazım

Muhammet ŞAHİN- Yasalar çerçevesinde…

BAŞKAN- Yani zaten şuan %50 filan aşağı çekmiş durumdayız biz.

Muhammet ŞAHİN- Yok belirli periyotlarda mesela takside bölmek gibi bir durum söz konusu değil mi?

BAŞKAN- Yasa uygunsa evet. Buyurun.

Muhammet ŞAHİN- En azından bunlarla ilgili bir kolaylık sağlayalım.

BAŞKAN- Bir mikrofon verin. Bir müdür arkadaşı bilgilendirsin.

Muhammet ŞAHİN- İyi olur başkanım.

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)- Şimdi bu şeyde Adalet Mahallesindeki parselden başlayalım başkanım. Daha önce 2 sene önce bir müracaatı var arkadaşın. Orada İmar Müdürlüğünden imar durumunu alıyor, planlamadan da plan revizyonu bilgisi geliyor ama imar durumu ya plan revizyonu satışı engel bir konu değil. İmar durumunu alabildiği için aslında o dönem fiyat yine yüksek geldiğinden dolayı vatandaşa, ne yazık ki bir başvuruyu yapmamış. Şimdi bir önceki konuyla ilgili ben şunu söyleyeyim. Yani vatandaşları da iletebilirsiniz. Başkanım biz bu konuda encümen kararlarını almadan fiyatı belirliyoruz. Encümene göndermeden vatandaşı çağırıyoruz. Belirlediğimiz fiyatları söylüyoruz. Hani bu 10 tane dosyamız vardı encümen kararı belli olup da, yüksek fiyattan dolayı ödemeyip kararı iptal konusunda o sıkıntıları yaşamama adına encümene göndermeden vatandaşı arıyoruz, çağırıyoruz, fiyatımızı söylüyoruz. Tabi ki bir pazarlık oluyor. Ama çok büyük itirazlar olduğu zaman biz vatandaşa şunu söylüyoruz. Yani bu konuda belki bizimde hatamız olmuş olabilir. Çünkü biz gün içerisinde 10 tane talep alıyoruz. Bu ayda 200 tane dosya yapıyor 300 tane dosya yapıyor. Biz dosyanın ağzını açık bırakıyoruz, vatandaşa şunu söylüyoruz. Sizde bir fiyat araştırması yapın. Yani emlakçıları sizde gezin, gayrimenkul değerlendirme uzmanları varsa onlardan rapor gönderin. Biz bu konuda o parseli tekrardan araştırma yapalım diyoruz. Ama simdi bu mesela Adalet Mahallesindeki mesela metre kare fiyatı 3500 TL şimdi vatandaş ben 1000 TL veririm diyor yani şimdi o kadar afakî rakamlar çıkıyor ki bu noktada ne yazık ki bizim yasal anlamda 1000 TL’ye indirme gibi bir şansımız yok. Veya 2 sene önce başvuru yaptığı işlemini devam ettirmedi. Şimdiki tekrar başvuruyu 2 sene önceki fiyatlarla yasal anlamlarda değerlendirme şansımız yok. Yani şeyi başvuruyu 2 sene öncede yapsa 3 sene öncede yapsa encümen kararı yeni olduğundan dolayı yeni alınacağından dolayı fiyatlar bugünün fiyatlarıyla olacak başkanım ne yazık ki.

BAŞKAN- Peki buraların piyasa değeri ne rayiç bedelleriyle kıyasladığınızda?

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)-Adalet Mahallesinde başkanım şeye bakıyoruz. Uygulama görmüş mü görmemiş mi? Yani mesela bu 2 katlı 3 katlı…

BAŞKAN- Yani metre karesi 3000 lira olan yerin gerçekte piyasa değeri nedir?

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)- Zaten 3000 lira gerçek piyasa fiyatı yani diğerleri başkanım. Yani oradan bir vatandaş olarak ben emlakçıya gittiğim zaman biz aynı zamanda emlakçılardan da fiyat alıyoruz. Yani bize gelen fiyatlar zaten emlakçıda 3000 ila 4000 TL arası o bölgede. Yani gerçekten rayiç bedelleri yakın olmaya çalışıyoruz. Ama hatamız varsa da vatandaşa söylüyoruz, sizde bir araştırın tekrar gelin tekrar bakalım. Yani encümene karara bağlamıyoruz.

BAŞKAN- O tüm talepleri toplayıp böyle yani…

Muhammet ŞAHİN- Bunun taksite bölünmesiyle alakalı…

BAŞKAN- Taksite bölebilir misiniz?

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)- Başkanım imar aflı olan yerlerde yasa taksitlendirme yaptırabiliyor. İmar aflı olmazsa ne yazık ki taksitlendirme yapılamıyor. Biz bunu vatandaşa da söylüyoruz. Yasa gereği yapamıyoruz.

BAŞKAN- Tamam.

Abdullah AKTAŞ- Peki şu ana kadar bu rayiç bedeli indirilmesinden sonra satılan veya da olumlu yönde bir gelişme var mı sayın müdürüm?

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)- Yani 2 hafta içerisinde yaklaşık 15 tane parselin satımı ve hatta bugün de yaptık, 2 milyona yakın bir 2 milyon TL ye yakın bir satış yapıldı o 2 hafta içerisinde.

Muhammet ŞAHİN- Peki beklenen gelir ne kadar bu konu ile alakalı?

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)- Başkanım şöyle söyleyeyim.

Muhammet ŞAHİN- Beklenen gelir?

Ersin TEKELİ (Emlak ve İstimlak Müdür Vekili)- 2 haftalık satışlar bunu başlattığımız yani yaklaşık 4 ay önceki ilk meclise gelen dosyalar. Yani şimdi asıl Aralık ve Ocak ayında daha yüklü dosyalar gelecek. Meclis alınan kararlar bize yaklaşık 1,5 ay sonra geliyor prosedürden dolayı. Şimdi bundan ilk 3-4 ay önceki mecliste yaklaşık 10-15 tane dosya vardı, %90’nına yakınını sattık vatandaşa. Yani asıl rakam şu anda bir rakam söylemek çok doğru olmaz. Çünkü sayı çok az asıl rakam herhalde Ocak ayının sonunda, yani Şubat’ın ilk meclisinde güzel bir rakam verebiliriz diye düşünüyorum size.

Muhammet ŞAHİN- Bizim işler iyi oldu.

BAŞKAN- Boş ver rakam işlerine çok girme.

Mikail BİLİCİ- Başkanım demin siz sayın başkan.

BAŞKAN- Buyurun.

Mikail BİLİCİ- 50 den sonra dediniz ya orada bir yanlış anlaşılma oldu. Ertuğrul Bey de 50 den sonra birine dokundu. 25 yıl annesine 40 yıl eşine yani erkeğe tanıdığımız öbür 65 yıl, 65 den sonraki ömür para etmiyor zaten Ertuğrul bey.

BAŞKAN- Evet buyurun.

Emre DEMİR- Müdürümüze ben de gittim. Dün hatta gittim. Kubilay caddesinde Nafız Gürman’da bir yer ile alakalı 56 metrelik bir yerle alakalı. Müdürümüzün bahsettiği rakamlar şöyle kendisiyle de konuştuğumuzda söyledi. Yanlış anlamış da olabilirim. Bu satın almaların %90’nını müteahhit firmalar vatandaşın namına satın aldı. Yani daha merkezi mahallelerde kat karşılığı yerleri çok rahat verebildikleri 2+1 3+1 daireleri minimum 250-300 binden satılan yerler. Kubilay Caddesi diye bir bulvarımız var Nafiz Gürman Mahallesinde tespiti şöyle yapılıyormuş park, bahçe, cami bunlara yakınlığıyla o hatta bulvar üzerinde on senelerdir tek bir bina yapıldı iskânla onunda daireleri satılmıyor zaten. Orda da metre kare 2200’ken şimdi 2500’e çıktı. Yani düştü 3000’lerden düştü. 2200’lere şimdide 2500 taban rakam gibi konuşuldu müdür beyle. Yani burada kıymetini belirlerken merkez mahallelerle biraz daha yukarıdaki mahallelerimizin kıymeti aynı olmaması lazım başkanım yani, orada bir tekrar fiyat belirlenmesi lazım.

BAŞKAN- Yani bu mesele birazcık da piyasanın genel durumu, kredilerin durumu vesairesiyle ilgili yani birçok inşaatçı arkadaş aslında var aramızda da arkadaş var. Bu son faiz indirimiyle beraber aslında eskiden 3 birime satmak istedikleri dairelerini satamazken şuan 3,5 4 liraya rahatlıkla satabildiğini duyuyoruz. Stoklarını erittiğini duyuyoruz.

Emre DEMİR- Hangi arkadaş bu?

BAŞKAN- Var var burada bir arkadaşımız var da meclis üyesi değil, ben görüyorum. Onun dışında İstanbul’da da fiyatların böyle %20 -%30 oranında bu şeyden sonra arttığıyla da ilgili piyasanın kendi değerlendirmesi var bizde kamu kuruluşuyuz. Duyuyoruz bak arkadaşlarımız da satıyormuş, arkadaşları da kutluyorum. Teşekkür ederim. Başka söz almak isteyen yok herhalde buyurun.

Dilek YILDIZ- Grup başkan vekilinizin konuşması bize maalesef cevap hakkı doğurdu. Kadına şiddet ile ilgili son derece hükümetimizi eleştiren konuşma yaptı. Bu noktada ben çok kısa söz almak istiyorum. “Kadınlara karşı ayrımcılık, ırkçılıktan beterdir” diyen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın her platformda göstermiş olduğu samimi duyarlılıkları milletimizin malumlarıdır. Yıllardır sürdürdükleri kapsamlı mücadeleler ile kadına ve aslında insana yakışır hak ve adaletin tesisinde büyük kazanımlar elde edilmiştir. Bu dönem içinde gerek partiniz, gerekse kurulan tüm hükümetlerimiz ve özellikle kadın ve aileden sorumlu bakanlığımızın tavizsiz mücadeleleri ve saygın çabaları apaçık ortadadır. Bu güne kadar kadınların yaşadığı sorunlarla ilgili yapılmış yasal düzenlemelerle kadınlarımızın ekonomi, siyaset, bilim ve eğitimle güçlendirilmesine önemli katkılar sağlanmıştır. Hal böyleyken kadın konusu her gündeme geldiğinde veya acı bir hadise yaşandığında veya kadına şiddet yaşandığında devletimizle dayanışma yapmak yerine bir takım çevrelerin bu meseleyi istismar etmeleri ve kendi çirkin siyasetlerine malzeme yapmaları bir başka gerçekliktir. Dolayısıyla biz bu gün genel geçer açıklama yapmak yerine herkesi samimiyete davet ediyoruz. Ak Parti olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Dünyadaki hiçbir kazanım güç veya makam bir kadının yaşama hakkından daha değerli olamaz. Bu gün gerçekten bir dayanışma günü ise, başta  HDP Diyarbakır il başkanlığı önünde yavrularına kavuşma acısıyla gözyaşı döken analarımızın haykırışlarına kulak verilmelidir. Her türlü terör örgütü lanetlenerek annelerimizin taleplerinin karşılanması için dürüstçe adımlar atılmalıdır. Gerçekten bugün bir dayanışma günü ise sokakta yürüyen tüm kadınlarımızın kılık kıyafetine bakılmaksızın yaşam tercihini ve inancını öne çıkarmadan tüm siyasi partiler tutarlı ve ortak tavır içinde davranmalıdır. Bugün kadına şiddet konusunda dayanışma mesajı verilecekse eğer öncelikli olarak bir grup başkan vekili, partisinden olmayan bir grup başkan vekiline haddini bildirme hadsizliği içerisinde olduğunda bizzat kendi partisinin kadın üyeleri tarafından gereken tepki verilmelidir. Şiddetin…

BAŞKAN-  Bu son kısım?

Dilek YILDIZ- Şiddetin dini inancı veya kültürü olmaz. Mecliste grup başkan vekilimize yapılan saldırıdan bahsediyorum. Devlet olarak, devlet olarak parti olarak bizler ne kadar sorumluluklarımızın bilincinde olsak da, biliyoruz ki bu ahlaksız acımasız canavarların zalimlerin ve katillerin bitmek tükenmez bilmeyen saplantı ve ruh karakterleri pek çok dünyaya zarar verecektir. Bu acı hadiseler karşısında ülkelerin, şehirlerin, mahallelerin veya apartmanların içine münferit olarak yayılmış adeta birer virüs gibi sızmış bu hastalıklı hücreleri teker teker ayıklayıp, bertaraf etmek için tüm tarafları samimi bir şekilde dayanışmaya davet ediyorum. Çok teşekkür ediyorum. Evet

BAŞKAN-  Bir saniye yani ben o son kısmı mecliste olan olay ne arkadaşlar kim kime söylüyor?

Dilek YILDIZ- Sayın başkanım Büyükşehir pardon Türküye Büyük Millet Meclisinde geçtiğimiz haftalarda Ak Partili Grup Başkan Vekiline, Cumhuriyet Halk Partili Grup Başkan Vekili tarafından “bu kadına haddini bildirin” denildiği için sizlerin…

BAŞKAN-  Yani bu buranın konusu değil ya. Bu buranın konusu değil. Sevgili meclis üyesi arkadaşlarım bir; öncelikle gerek kadın cinayetleri gerekse diğer olaylarda hiçbir meclis üyemizin ve bizim kimseyi zan ve töhmet altında tutma gibi bir ifademiz yok. Kadın cinayetiyle ilgili gerek merkezi hükümetimizin, gerekse diğer alanlarda herkesin gerekli duyarlılık içerisinde olduğunu bu olayı kınadıklarını bizlerde biliyoruz. Kimsenin ölen bu genç kızımızın uğradığı cinayeti meşrulaştıracağıyla ilgili siyasal görüşü ne olursa olsun vicdan sahibi hiçbir insanın buna evet diyeceğini düşünmüyorum. Ama bizler vatandaş olarak içerisinde yaşadığımız sistem gereği kamuda bak nasıl belediyedeki aksaklıkları konuşuyorsak, aslında vatandaşın tercihi, saplantısı, bağımlılığı ya da farklı alandaki taleplerini bu olayı meşrulaştırmak adına ifade etmek yerine kamu adına bu görevi yapan arkadaşların gerekli tedbirleri alması gerekir. Burada duyarlı olmamız gerekir. Yani açık cezaevinden rast gele çıkan adamların sağda solda terör estirmemeleri gerekir. Sokak ortasında uyuşturucunun satılmaması gerekir. Bu anlamda adli kurum ve kuruluşlarımızın, kamu kurum ve kuruluşlarımızın biraz daha özenli biraz daha dikkatli olması hepimizin vatandaş olarak talebidir. Söylenmek istenen bu ama bizim burada daha öncede söylediğimiz gibi mecliste ya da farklı ortamlarda söylenen işleri siyasal anlamda burada tekrarlamak çok da şey değil yani. Konuşmanızın bütününe katılıyorum ama o ilgili kısımlar dışarıda bırakılmak şartıyla. Buyurun Özgür Bey.

Özgür HIZAL- Sayın başkan çok kıymetli meclis heyeti hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum. Tabi esasında bu gün söz almayacaktım ama dün ve ondan önceki günlerde gerçekten hepimizi çokça üzen bir takım hadiselerle karşılaşıyoruz kadın cinayeti. Kadına yönelik şiddet, çocuklara yönelik şiddet esasında şiddetin tamamına buradaki mecliste bulunan tüm arkadaşlarımız hiçbir ayrım yapmaksızın şiddetle karşı olduğumuzu biliyoruz ve söylüyoruz. Ama şu hatanın düzeltilmesi yönünde söz alıyorum. Az önce siz çok güzel bir şey söylediniz ne dediniz “toplumun tüm kesimi kamudaki tüm yönetici kademesi, yönetim kademesi bu noktada gerekli adımları atıyor yada atmaya çalışıyor” şimdi Grup Başkan Vekili Sayın TEKOĞLU esasında şu alışkanlıklardan biraz vazgeçmek gerekir biz burada tabi meseleyi çok fazla genel siyasi konuların içerisine sokarsak burada tartışmanın her geçen gün çok daha uzayacağını biliyoruz. Çünkü bizim elimizdeki başka argümanlarla biz eleştiri getireceğiz, sizin elinizdeki argümanlarla siz getireceksiniz ve burada birbirimizi ikna edemeyeceğiz. Ve ben şunu biliyorum, hukukçu arkadaşlar da çok net biliyor özellikle 2005 yılı sonrasında Türk Ceza Yasasında kadına ve çocuğa yönelik şiddete ilişkin olarak ciddi mevzuatsal değişiklerin yapıldığını hepimiz biliyoruz. Cezaların ağırlaştırılmasına yönelik olarak. Eğer bunla ilgili bir rapor kendileri isterse biz yada grubunuzdaki hukukçu arkadaşlar muhtemelen vereceklerdir çok rahat bir şekilde. Yine idari anlamda çok ciddi bazı gelişmelerin olduğunu biliyoruz. Şimdi özellikle cinayet, kadına yönelik şiddet, kadına yönelik cinayet, çocuklara yönelik cinayet konusunda sadece şu kadarını söyleyeceğim samimiyet noktasında samimi bir duruş sergilemek noktasında. Hatırlarsanız Sayın Cumhurbaşkanımız bir ifade kullandı dedi ki; “İdam cezası Türkiye Büyük Millet Meclisinden gelsin ben onaylarım.” dedi. Bu siyasal anlamda söylenebilecek en doğru sözdü. Bütün riskleri göze alarak söylenmiş bir sözdü. Eğer çok samimiysek arkadaşlar, çok samimiysek tabi bu idam cezasını biliyorsunuz muhtemelen şey yapıyorsunuz. Bir Anayasa değişikliği gerekir. Anayasa değişikliği içinde bugün Cumhur İttifakının oyları yeterli değil. Tabi burada bu tartışma konusu olmaması gerekir ama, eleştiri yaparken eleştiriyi doğru noktalardan yapmak lazım. Siyasi iktidarın, siyasi iktidarın bu konularda hiçbir adım atmıyor gibi bir izlenim vermek yerel meclislerde çok çok doğru bir şey değil. Arkadaşlar çok rica ediyorum ben sizi yaklaşık 1 saatten fazla sükunetle dinledim. İstirham ediyorum siz de beni dinleyin ve gerekli açıklamalarınızı yapın. Şimdi az önce dediğim gibi Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda çok net bir tavır sergiledi ve tavır ortaya koydu. Ha diyeceksiniz ki bu idam cezasının kaldırılması hususundaki iradeyi kim ortaya koydu? Bugün geldiğimiz noktada tartıştığımız noktada da Sayın Cumhurbaşkanımız böyle bir irade ortaya koydu. Çıkarılır o zaman Cumhuriyet Halk Partisi siyasi iktidarı eleştiriyorsanız Cumhuriyet Halk Partisi çıkar evet biz bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızla aynı fikirdeyiz ve bu noktada da gerekli adımların atılması için hazırlık yapalım gibi ya da daha benzer açıklamalar yapılabilir. Ama burada çıkıp, burada çıkıp özellikle kadın cinayeti hepimizi fazlasıyla çok üzen, özellikle çocuğa yönelik şiddet konusunda toplumun tamamını üzen, toplumun tamamını etkileyen bir konuda sadece siyaset yapmak adına sadece politik söylemler üretmek adına çıkıp siyasi iktidarı merkezi hükümetleri hiçbir adım atmıyormuş gibi bir izlenim ortaya koymak doğru bir yaklaşım değildir. Biz Bayraklı Belediyesi olarak ve Bayraklı Meclisi olarak buna yönelik Bayraklı da ne yapabiliriz bunu bir tartışalım, bunu tartışalım. Meclisin başında çok güzel bir görüntü sergilendi meclis üyesi arkadaşımız Dilek Hanım da burada olsaydı muhtemelen size eşlik edecekti. Grup Başkan Vekilimiz bizi temsilen size eşlik etti.

BAŞKAN-  Aslında toplantı bittiğinde arkadaşımızı da alıp çekelim resmimizi.

Özgür HIZAL-  Dolayısıyla oturup oturup biz burada Bayraklı Meclis Üyeleri olarak, başta siz Belediye Başkanı olarak, Bayraklı da buna yönelik olarak ne gibi çalışmalar yapabilirizin tartışmasını yapalım. Yoksa merkezi hükümet siyasal iktidarlar adım atmıyor. Şu konuda yasal düzenlemeler yapılmadı. Sadece sosyal medya üzerinden elde edilen bilgilerle ve fikirlerle bazı söylemler geliştirmek çok doğru değil, toplumu yanlış yönlendirir. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN-  Çok teşekkür ediyorum. Söz vereceğim aslında genel siyaset gerçekten arkadaşlar bizi yoruyor. Asıl iştigal konumuzdan başka başka alanlara kayıyoruz. Ve ben tekrar rica ediyorum. Yani burada lütfen Bayraklı meselelerini konuşalım. Siyaseten bizi temsil eden siyasal partilerimiz zaten Türkiye Büyük Millet Meclisinde gereğini yerine getiriyorlar. Biz burada Bayraklı’yla ilgili meseleleri konuşalım. Ve toptancı bir anlayış yerine gerçekten birazcık daha farklı bir gözle bakalım. Ben Sayın İzmir İl Emniyet Müdürünü, Sayın Valimizi, Bayraklı İlçe Emniyet Müdürümüzü kutluyorum. Yani uyuşturucuyla ilgili şuan Bayraklı da ciddi adımlar atılıyor. Günlük yakalanan kişi sayısı 110 civarına çıkmış durumda 15-20’lerden. O anlamda güvenlik kuvvetlerimizi ve Valimize şükranlarımı sunuyorum. Taleplerimiz karşılıksız kalmamış. Bir diğeri idam meselesi farklı bir mesele bu yine siyasilerin alabileceği ama özellikle yelpazenin solunda bulunan arkadaşlarımızın bu anlamda ciddi acıları ve ciddi kayıpları var. Bunun en somut örneği toplumun tamamı tarafından bilinen Erdal EREN dahil tek gayesi ve tek amacı bu ülkenin bağımsızlığı olan Deniz GEZMİŞ ve Arkadaşları halen birçok yurttaşımızın yüreğinde acı bir yara. İdam meselesi daha sonrasında karardan sonra telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurduğu için Adnan MENDERES ve Arkadaşları da dahil olmak…

Özgür HIZAL-  Sayın sayın başkan orda bir yanlış…

BAŞKAN-  Telafisi mümkün olmayan…

Özgür HIZAL-  İdam meselesi tabiî ki genel siyasi mesele ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde tartışılması gereken bir konu ama şu bir gerçek ki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının üzerindeki Türk Ceza Yasasında konulabilecek ceza biliyorsunuz idam cezası. Bunu açık yüreklilikle bu noktaya koyan tartışmayı açan Sayın Cumhurbaşkanımız çünkü toplumdan gelen beklentiler doğrultusunda o yüzden.

BAŞKAN-  Arkadaşlar…

Özgür HIZAL-  Ne için açıp açmadığını siz çok iyi biliyorsunuz.

BAŞKAN-  Buyurun. Bir saniye buyurun.

Gamze Gül ÇAMUR- Sevgili arkadaşlar, meclis üyeleri ben tek iki cümle söylemek istiyorum.

BAŞKAN-  Hadi girelim genel siyasete buyurun arkadaşlar.

Gamze Gül ÇAMUR- Yani genel siyasete…

BAŞKAN-  Ve gerçekten vatandaş bizi genel siyasetle izlesin. Buyurun herkes söz alsın arkadaşlar.

Gamze Gül ÇAMUR- Başkanım mecliste genel siyasete girilmemesi konusunda sizinle ve diğer meclis üyesi arkadaşlarımızla beraberiz. Ancak yerel sorunlarında çözülmesi noktasında problemlerin kaynağını anlatabilme noktasında genel siyasete değinmek zorunda kalıyoruz. Yoksa biz burada genel siyaset yapmak istemeyiz elbette. İdam cezasıyla ilgili bir şey söylemek istiyorum sadece bir hukukçu olarak da. İdam cezası cezayı müeyyide olarak, cezaların işlenmemesi için bir yaptırım niteliğinde olsa da, çözüm değildir. İdam cezasının gerektiren suçların kaynağını bulup o kaynağa ilişkin, o problemlere ilişkin çözümler üretebilmektir genel siyasetin görevi diye düşünüyorum. O nedenle bence bu konunun aslında çok fazla uzamasına da gerek yok. Arkadaşımız da hukukçu yerel sorunlarımızı konuşursak daha verimli çalışabileceğimiz kanaatimdeyim. Teşekkür ederim.

BAŞKAN-  Evet başka söz almak isteyen? Buyurun Yeşim Hanım.

Yeşim TEKOĞLU- Başkanım kadın cinayetinin gerçekten yereli, geneli olmaz. Sanırım ya Özgür Bey çok iyi dinleyemedi. Sorunun başkanım sizde söylediniz, sorunun çözümü nerdeyse gerçekten onu söylemeliyiz. Ben sadece en son öldürülen kadının cümlesini söylemek istiyorum yazmış. Emniyet müdürlüğüne 23 kez dilekçe vermiş, “beni koruyun” diye ve en son dilekçesinde söylediği söz şu; “ben öldükten sonramı beni koruyacaksınız.” Ben mi koruyayım bunu? Siz mi koruyacaksınız? Toplum mu koruyacak? Eğitimde olabilir rehabilite de olabilir ama bunun çözümü gerçekten iktidar partisidir biz olsaydık, sizde bize söyleyecektiniz. Teşekkür ederiz.

BAŞKAN- Evet buyurun.

Serap KESKİN- Başkanım ben de bir istatistiki bilgi vermek istiyorum. Öldürülen kadınların yüzde 53’ü neden öldürüldüğü bilinmiyor. Eğer hukuk işlerse idama da gerek kalmayacağını düşünüyorum.

BAŞKAN- Arkadaşlar yeterlilik önergesi geldi sanıyorum.

Abdullah AKTAŞ- Başkanım başka başka bir konuyla ilgili, şimdi canlı yayınla ilgili şikayetler geliyor seste bozulma varmış.

Ertuğrul CİVELEK- Evet seste bozukluk var başkanım.

Abdullah AKTAŞ- Hiç bir şey duyulmuyormuş. Arkadaşı da uyardım. Teknik bir arıza varmış. Geçen ki mecliste de aynı şey çok şey geliyor başkanım.

BAŞKAN- Evet geçen toplantıda bende hissettim. Ama yani bir şey diye internet…

Abdullah AKTAŞ- Konuşmaların hiç birisi dinlenmiyor yani duyulmuyor yani.

BAŞKAN- Tamam evet arkadaşlar dilek ve temenniler kısmını geçiyoruz.

VII. TOPLANTIYA KATILAMAYAN MECLİS ÜYELERİNİN MAZERETLERİNİN GÖRÜŞÜLMESİ

 

BAŞKAN-  Mazeretlerin oylanmasını kısmına geldik meclise katılamayan arkadaşlarımızın mazeretlerini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir. Hayırdır.

VIII.  TOPLANTI GÜN VE SAATİNİN TESPİTİ VE KAPANIŞ.

BAŞKAN- Evet bir sonraki toplantımız Yeşim Hanım?

Yeşim TEKOĞLU- 3 Ocak 2020 saat 18.00 başkanım.

BAŞKAN- Abdullah Bey uygun mu?

Abdullah AKTAŞ- Uygundur başkanım.

BAŞKAN- Evet bir sonraki toplantımız 3 Ocak  saat 18.00 iyi akşamlar.

 

 

  Serdar SANDAL

        Başkan

                                                           Mukaddes IŞIN                               İpek KUL

                                                                Üye                                                     Üye