Meclis Çalışmaları

01/12/2014

BAYRAKLI BELEDİYE MECLİSİNİN 2014 YILI ARALIK AYI TOPLANTISININ 01/12/2014 TARİHLİ I. BİRLEŞİMİNE AİT TUTANAK



HAZIR BULUNANLAR    :


Meclis Başkanı                      : Hasan KARABAĞ
Üyeler                                    : Ali ALAN -Ayşegül BAHADIR- Cindi Can POLAT- Emre MARAZ- Fahrettin ORANDI- Fatma ATALAY--  Fatma Duygu KUMAŞ- Faysal YILDIZ- Gönül VURAL- Gamze Gül ÇAMUR- Hatice TATLI- Hamdi VATANSEVER- Hasan KARABAĞ- Mustafa ÇEKİÇCİ -Necati YILDIZ- Nail KURTULUŞ- Ramazan BULUT - Sema TURAN - Şeref BALBAY- Veli TOPAL- Yeşim TEKOĞLU - Abdullah AKTAŞ- Adem SEÇİLMİŞ -Ali ŞENAY -Çağlar HASPOLAT- Fazlı TAŞKIRAN- Hasan SURÖZÜ- Hayrettin GÜNGÖR- İsmail YAĞCI- Kemal BÜYÜKKESİM- Latif AYDEMİR- Mustafa KARAMAN- Mikail BİLİCİ- Rukiye BAYRAK KARATAŞ-Tarkan DÜZMAN.

HAZIR BULUNMAYANLAR: - Münir DEMİR- Ali KÖKOĞUZ.

I. BAŞKAN TARAFINDAN MECLİSİN AÇILMASI

BAŞKAN- Evet değerli arkadaşlar hoş geldiniz. Her dönem başı yaptığımız Ulu önder Atatürk ve şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı?na davet ediyorum.

SAYGI DURUŞU VE İSTİKLAL MARŞI

II. GEÇMİŞ TOPLANTI TUTANAĞININ OKUNUP OYLANMASI

BAŞKAN- Değerli arkadaşlarım hoş geldiniz. Bir önceki Meclis tutanağının okunmuş gibi kabulünü oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir. 3. maddeye geçmeden önce, geçen hafta sonunda Bosna ya yaptığımız gezi ile ilgili dilek ve temennilerde ayrıntılı konuşacağız. Ama bizi oraya davet eden büyük elçi Fahri Büyük Elçi Kemal BAYSAK, İlijaş Belediye Başkanımıza, Altın Eller Kadın Derneğine, o bölgenin Turizm Bakan Yardımcısına öncelikle teşekkürlerimi buradan gönderiyorum. İyi karşılamaydı. Bizimle birlikte, benimle birlikte yolculuk eden değerli meclis üyesi arkadaşlarıma ve bürokrat arkadaşlarıma da teşekkür ederim. Son derece nezih bir şekilde temsil ettiler bizi. Bu tür gezilerin hem tarihi anlama açısından, hem de şehircilik açısından, Avrupa?nın hangi ülkesine giderseniz gidin bir takım şeyleri kattığını görüyorsunuz. Benim çarpıcı gördüğüm üzüntüm burası için, mesela Bosna da kaçak yapı görmedim. Sanki yok gibiydi. Dilek ve temennilerde konuşuruz. Değil mi muhteşem bir Avrupa yerleşkesiydi. Bu gezinin, bu şekilde son derece başarılı geçtiğini söylemek istiyorum burada noktalıyorum. Dilek ve temennilerde devam edelim. Diğer maddeye geçelim.

 

III. BELEDİYE BAŞKANI VE MECLİS ÜYELERİNCE GÜNDEME İLAVE EDİLMESİ İSTENEN ÖNERGELERİN GÖRÜŞÜLMESİ

           BELEDİYE MECLİSİNE

22.02.2007 tarih ve 26442 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Belediye bağlı kuruluşları ile Mahalli İdari Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına Dair Yönetmelik çerçevesinde Belediye Meclisimizin 02.05.2014 tarih 42 sayılı kararı ile ihdas edilen ve boş olan bir (1) dereceli Sağlık Teknikeri kadrosu ünvanının iptal edilerek yerine bir (1) dereceli Diş Tabibi kadrosunun ihdas edilmesi gerekmektedir.

BAŞKAN- Bu maddenin gündeme alınmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

  BELEDİYE MECLİSİNE

İzmir İli, Bayraklı İlçesi, Emek Mahallesi 25M-2A Pafta, 37072 ada, 5 no?lu parselin alanı 112,00m2 dir. Taşınmazın tapu kaydında 72/112(72,00m2) hissesi  Bekir SULAR?a, 5/14 (40,00m2) hissesi Belediyemize aittir. Taşınmaz mal İmar planında Bitişik Nizam 3 katlı konut adasına isabet etmektedir.
Söz konusu parseldeki 5/14 (40,00m2) Belediyemiz hissesinin 3194 sayılı yasanın 17. Maddesi gereğince parseldeki diğer hissedarlara satılıp satılmayacağı hususunda 5393 sayılı Belediye Kanunun 18/e maddesine göre bir kara oluşturulmasını arz ederim.

BAŞKAN- Bu maddenin gündeme alınmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir. Başka önerge var mı? Yoksa birimlerden gelen önergelerin görüşülmesine geçiyoruz.

IV. BİRİMLERDEN  GELEN ÖNERGELERİN GÖRÜŞÜLMESİ

BAŞKAN- Birimlerden gelen önergelerin gündem de yazıldığı gibi okunmasını oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir. Birinci madde buyurun.        
                                  
1- (İMAR VE ŞEHİRCİLİK MÜDÜRLÜĞÜ-20191754-804.01-13921) Bayraklı ilçesi, Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal sokağının yol boyu ticaret olarak teşekkül etmiş konut alanı olarak belirlenmesi hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin İmar, Esnaf ve Kadın Erkek Eşitliği komisyonlarına sevkini talep ediyoruz.  

BAŞKAN- Bu maddenin İmar?

Abdullah AKTAŞ- Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu ne alakası var?

BAŞKAN- Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu çalışsın istiyoruz. Orada iş yerleri olduğu için. Evet kadınlara yönelik iş yerleri olduğu için. Gelmedi, gelmedi ruhsatsız çoğu, Bankalar bile ruhsat almıyor üst katlarda şimdi açacağız onu komisyonda konuşursunuz sonra. Evet komisyonları söyleyin.

Hatice TATLI- İmar.

BAŞKAN- İmar.

Hatice TATLI- Esnaf.

BAŞKAN- Esnaf.

Hatice TATLI- Kadın Erkek Eşitliği.

BAŞKAN- Kadın  Erkek Eşitliği komisyonlarına sevkini, Hayrettin bey ?uygundur? diyor. Orada komisyonda galiba. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

2- (PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ-64008364-310.01.04-1056) Bayraklı ilçesi, 24N-IIb pafta, 14105 ada, 1 nolu parsel maliklerinin, söz konusu parselin yapılanma koşullarının TAKS: 0.45, KAKS:3.00, Ayrık Nizam-17 kat (A-17), Yençok: 67.10m ve TİCK (Ticaret+ Konut Alanı) olarak belirlenmesine ilişkin yeni plan değişikliği talebi hk.

Hatice TATLI- Bu maddenin, İmar, Hukuk ve Çevre Sağlık Komisyonlarına sevkini talep ederiz.

BAŞKAN- Bu önergenin İmar, Hukuk ve Çevre Sağlık Komisyonlarına sevkini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

3- (PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ-64008364-310.01.04-1129) Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi İzmir PTT Başmüdürlüğü'nce, ilçemiz, Adalet Mahallesi, L18a-09a-2b paftada, yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planında TAKS:0.30, KAKS:3.00 koşullu Resmi Tesis olarak belirlenen 2710 ada 23 nolu parselin kullanım kararına "PTT" ibaresinin eklenmesine yönelik hazırlanan plan değişikliği önerisi hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin İmar komisyonuna sevkini talep ediyoruz.

BAŞKAN- Bu önergenin İmar komisyonuna sevkini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

4- (PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ-64008364-310.01.04-1054)- İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Osmangazi Mahallesi, 25O-Ia ve 25O-Id paftalarda yer alan, yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planında A-8 (Ayrık Nizam, 8 Kat), TAKS: 0,175, KAKS: 1,40 yapılaşma koşullu, 3999 ada, 1 nolu parselin yapılaşma koşulları değiştirilmeden, imar planındaki imar hattının, taşınmazın tapuya esas yüzölçümü doğrultusunda yeniden belirlenmesine yönelik 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği önerisi hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin İmar ve Hukuk Komisyonlarına sevkini talep ediyoruz.

BAŞKAN- Bu önergenin İmar ve Hukuk Komisyonlarına sevkini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.



5- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-11233977-756.02-6334) İzmir ili Bayraklı ilçesi, Postacılar Mahallesi, 26M-4A pafta, 36358 ada, 74 nolu parseldeki 76/15271 Belediye hissesinin 3194 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince parseldeki diğer hissedara hisseleri oranında satılıp satılmaması hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin Plan Bütçe ve Hukuk Komisyonlarına sevkini talep ediyoruz.

BAŞKAN- Bu maddenin, Plan Bütçe ve Hukuk Komisyonlarına sevkini oylarınıza sunuyorum.  Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

6- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-11233977-756.02-6533) İzmir ili Bayraklı ilçesi, Yamanlar Mahallesi, 25M-1A pafta, 37043 ada, 13 nolu parseldeki 119/123(119,00 m2) Belediye hissesinin 3194 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince parseldeki diğer hissedarlara satılıp satılmaması hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin, Plan Bütçe ve Hukuk Komisyonlarına gönderilmesini talep ediyoruz.

BAŞKAN- Bu önergenin, Plan Bütçe ve Hukuk Komisyonlarına sevkini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

7- (İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM MD. )Belediye Meclisimizin 02/05/2014 tarih ve 42 sayılı kararı ile ihdas edilen ve boş olan 1 adet  1 dereceli Sağlık Teknikeri kadrosunun iptal edilerek yerine 1 adet  1 dereceli Diş Tabibi kadrosunun ihdas edilmesi hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin, oylanmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN- Önergeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.
8-(EMLAK VE İSTİMLAK MD.  ) İzmir ili, Bayraklı ilçesi, Emek Mahallesi 25M-2A pafta, 37072 ada, 5 nolu parseldeki 5/14(40,00 m2) Belediye hissesinin 3194 sayılı yasanın 17. maddesi gereğince parseldeki diğer hissedarlara satılıp satılmaması hk.

Hatice TATLI- Bu önergenin, Plan Bütçe ve Hukuk Komisyonlarına sevkini talep ediyoruz.

BAŞKAN- Bu önergenin, Plan Bütçe ve Hukuk Komisyonlarına sevkini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

V. KOMİSYONLARDAN GELEN RAPORLARIN GÖRÜŞÜLMESİ

BAŞKAN- Benzer komisyon raporları var mı? Hangileri, önce biri konuşalım. Buyurun.

1- (PLAN VE PROJE MÜDÜRLÜĞÜ-64008364-310.01.04-968) Bayraklı ilçesi, Bayraklı Mahallesi, L18a-4d-2d pafta, 1968, 1975, 1978, 1981, 1982, 1984, 8776, 8777 ve 25456 adaları kapsayan bölgenin, eğim ve kot farkından kaynaklı zemin yapısı nedeniyle Belediyemizce yaptırılan, imar planına esas Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmış olan etüt raporunda, "Önlemli Alanlar 2.1.(ÖA-2.1) (Önlem alınabilecek nitelikte stabilite sorunlu alanlar)" olarak belirlenen bölgede yer alan adalara, ÖA-2.1 kararının işlenmesi ve alınacak önlemlere plan notları getirilmesine yönelik plan değişikliği önerisinin kabulüne ilişkin İmar Komisyonu (oy birliği) raporu.
Hatice TATLI- Komisyondan geldiği şeklinde oylanmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN- Evet. Abdullah bey. Evet, bu maddenin komisyondan geldiği gibi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

2- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-11233977-752.01.01-6121) Bayraklı Belediyesi ilçe sınırları içerisinde planlı alanda yer alan yol, yeşil alan, sosyal donatı alanlarını Kamuya kazandırmak ve Kamu yararı oluşturmak amacıyla 2015 - 2019 yıllarını kapsayan 5 yıllık Kamulaştırma Programının kabulüne ilişkin İmar Komisyonu (oy birliği) raporu.

Hatice TATLI- Bu maddenin komisyondan geldiği şeklinde oylanmasını arzu ediyoruz.

BAŞKAN- Bu maddenin komisyondan geldiği gibi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

Hatice TATLI- Şimdi, 3,4,5

BAŞKAN- Hisse satışı mı bunlar?

Hatice TATLI- Hisse satışı, Belediyemize ait hisselerin satışı ile ilgili, aynı içerikli.

BAŞKAN- 3,4,5 nolu komisyonlardan gelen raporların, komisyonlardan geldiği gibi kabulünü oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir. 6.

6- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-11233977-310.14.02-6006) Mülkiyeti Belediyemize ait Bayraklı ilçesi, Bayraklı Mahallesi,  26N-IIIC pafta, 37645 ada, 4 parselin gecekondu hak sahibine satışının kabulüne ilişkin Plan Bütçe, Hukuk Komisyonları (oy birliği) ortak raporu.

Hatice TATLI- Komisyonlardan geldiği şekilde oylanmasını talep ediyoruz.

BAŞKAN- Bu maddenin komisyonlardan geldiği şekilde kabulünü oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

7- (EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ-11233977-251.02.01-6165) Mülkiyeti Belediyemize ait Bayraklı ilçesi, Emek Mahallesi, 25M-ID  pafta, 37019 ada, 15 parsel 128,00m2 taşınmaz malın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre satışının kabulüne ilişkin Plan Bütçe, Hukuk Komisyonları (oy birliği) ortak raporu.

Hatice TATLI- Komisyonlardan geldiği şekilde oylanmasını istiyoruz.

BAŞKAN- Bu maddenin komisyonlardan geldiği şekilde kabulünü oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

 

VI. DİLEK VE TEMENNİLER

BAŞKAN- Evet, dilek ve temennilere geldik. Söz almak isteyen arkadaşım var mı? Buyurun. Buraya mı geleceksiniz. Sende istiyorsun peki.

Necati YILDIZ- Sayın Başkan, değerli meclis üyeleri, Belediyemiz ile kardeş şehir statüsündeki Bosna Hersek in İlijaş Belediyesinin daveti üzerine 14-19 Kasım tarihler arasında bu ülkeye yaptığımız gezi programında edindiğim bilgi ve gözlemlerimi sizlerle paylaşmak için söz almış bulunmaktayım. Öncelikle bize bu olanağı sağlayan Belediye Başkanımız sayın Hasan KARABAĞ?a bu geziye bizlerle birlikte katılan ve seyahatimiz boyunca ilçemiz hakkındaki pozitif düşüncelerini yakından öğrenme fırsatı bulduğumuz. Bayraklımızın değerli Kaymakamı sayın Adem ASLAN?a, bu seyahate birlikte yol arkadaşlığı yaptığımız 9?u Cumhuriyet Halk Partili 6?sı AK Partili meclis üyesi arkadaşlarımıza,  belediye başkanımızın saygı değer eşine ve belediyemizin üst düzey bürokratlarına ve de gerektiğinde bir tur rehberi gibi, gerektiğinde bir tarih öğretmeni gibi bizleri bilgilendiren ve derin bilgilerini bizimle paylaşan Karşıyaka eski Belediye Başkanı ve şimdiki Bosna Hersek İzmir Fahri Başkonsolosu sayın Kemal BAYSAK?a teşekkürlerimi sunarım. Değerli arkadaşlarım Bosna Hersek in  nüfusunun yaklaşık % 50 ?si Müslüman Boşnak, geri kalanı Sırp ve Hırvatlardan oluşmaktadır.  Fatih in 1463 yılında Bosna Hersek in fethinde isteyerek İslam dinini seçen Boşnaklar tarih boyunca bu dini değişikliğin bedelini ödemiş bir topluluk. Bizde zaten ağırlıklı olarak Boşnakların bulunduğu bölgeleri gezme imkanı bulabildik. Boşnaklar İslam dinini seçmeden önce Hıristiyanlığın 3. mezhebi olarak nitelenen Bogomil mezhebine mensuplarmış. Bogomil mezhebiyle, Hıristiyanların Bogomil mezhebi ile İslam dinin büyük benzerlik göstermesi, İslama geçiş?

BAŞKAN- Necati bey bir düzeltme yapalım tümü değil. Bir kısmı Bogomilmiş.

Necati YILDIZ- Ben Boşnakları kastediyorum. %50 den bahsediyorum.

BAŞKAN- Hayır hayır Boşnakların bir kısmı. Sen orada atladın herhalde.

Necati YILDIZ- Evet orada atlamış olabilirim. Boşnakların bir kısmının düzelterek söylüyorum İslam dinini seçmeleri tarih boyunca Hıristiyan Avrupaca, kendi bağırlarındaki bir hançer olarak görülmüş ve bunların ağır faturası Boşnaklara ödenmiştir. Son olarak 1990?lı yıllarda Yugoslavya Cumhuriyetinin federal Cumhuriyetinin dağılmasıyla, Hırvatlar kendi devletlerini bağımsız devletlerini koruma hakkını elde etmiş,  Sırplar zaten egemen durumda ne zaman ki Boşnaklara sıra gelmiş, ?Bizde bağımsız yaşamak istiyoruz? düşüncesi ortaya çıkınca birden bire etrafları kuşatılmış ve o güne kadar savunma kaygısı taşımadan  Bosna Hersek de yaşamış olan Boşnaklar ellerinde bir çakı bıçağı olmaksızın ağır bombardımana tabi tutulmuşlar. 1992 de bir tarafından Sırp, öbür tarafından Hırvatlarca kuşatma altına alınan Boşnaklar, bizim Atatürk ümüze eş değer tutukları, Aliya İzzetbegoviç önderliğinde gerçek bir halk direnişine başlamışlar el yapımı silahlarla hayatta kalma çabalamışlardır. Seyahatimizin birinci günü Boşnakların yaşadığı dramı bire bir gösteren İgman dağı ile Saray Bosna havaalanı arasındaki tünelin bir kısmını gördük. Zaten o tüneli gördüğünüzde o direnişin hangi şartlarda olduğunu daha iyi  kavramış oluyorsunuz. Seyahatimizin ikinci gününde, Fatih den itibaren Osmanlının Mimari ve yönetim anlayışını günümüzde de tüm canlılığınla devam ettiren baş çarşıyı gezme imkanı bulduk. Baş çarşı içerisindeki Kurşunlu Medresesi, Kanuni nin halasının oğlunun Gazi Hüsrev beyin yaptırdığı cami ve külliyelerini gördük. Baş çarşının hemen devamında Avusturya ve İtalyan barok mimarisinin örneklerini de  bir arada görme fırsatını yakaladık.  Oradaki heyette oluşan ortak izlenim şudur ki Osmanlının eserlerinde insani sıcaklık, öbüründe gösterişli heybetli ama insana hitap etmeyen soğuk bir mimariyle karşılaştık. Buda özellikle konusu mimarlık olan kent yöneticiliği olan bizler için ders niteliğindedir. Yine baş çarşıda bir başka gözlemimiz şu olmuştur ki, çok yoğun insan kalabalığına rağmen bizdeki yaya geçitlerinin aksine, bir biriyle itişen insanlara rastlamadık. Gayet herkes kendi yolunda nizami yürüyen insan toplulukları gördük. Sokakta bağırıp, çağıran yüksek sesle konuşan tek bir insana rastlamadığımız gibi, korna sesi de duymadık seyahatimiz boyunca. Değerli arkadaşlarım buda bize uygarlık denen olayın doğrudan insanla ilgili olduğunu, insanın eğitimiyle, kültürüyle alakalı olduğunu ve asla gösterişli binalarla yada benzer şeylerle zenginliklerle uygar olunamayacağının bir dersi niteliğindeydi. Seyahatimizin üçüncü günü ismini Konya dan alan  ve orada küçük Konya olarak nitelenen Konyatis kasabasına gittik. Bu kasabadan geçen Nevatra nehri Osmanlının özgün taş mimarisiyle yapılmış ve yine 92 savaşında Sırplarca tahrip edilmiş, taş köprüyü görme imkanı bulduk. Bu köprü hasar gördükten sonra bizim milli kuruluşumuz olan TİKA?ya önerilmiş ve hizmete tekrar açılmıştır. Aynı gün Osmanlının fetihlerinde kılıçtan daha tesirli rol oynayan konalizatör Türk dervişlerinden ikisinin de mezarının bulunduğu Buna nehrinin kaynağını görme fırsatı bulduk. Bana göre gezimizin en unutulmazlar arasında yer alan Mostar köprüsü ve Koski Mehmet Cami ve külliyesi de aynı günkü gezi programındadır. Değerli arkadaşlarım bir köprü düşünün ki Hırvat topçusu tarafından Osmanlı izlerini, İslam izlerini silmek için bilerek ve isteyerek yıkılmış bu köprü, onarımı için yıllarca mücadele edilmiş Fransızlar talip olmuş, bu uğurda  taş ustası okulu açmışlar ama bu okuldan yetişen ustalar bu köprüyü onaramamış, sonuçta bu köprünün onarımını bizim Bayburtlu taş ustalarımız gerçekleştirmiştir. 500 küsür yıl önce yapılmış bu köprü koca bir kasabanın adeta tek geçim kaynağı durumundadır. Etrafındaki hediyelik eşya satan dükkanlarında adeta koca bir kasabanın tek geçim kaynağı bu köprü etrafındaki külliyelere dayanır. Bu da bize içinde yaşadığımız Anadolu coğrafyasında hemen yanı başımızdaki Smyrna nın turizm gelirlerinin Bayraklıya yetebileceği gerçeğini göstermesi açısından bizim için bir ders niteliğindedir. Bilindiği gibi Mostar Köprüsü Mimar Sinan ın öğrencisi, Mimar Hayrettin tarafından yapılmış, açılışında kendisi bulunamamış zira bu köprü açıldığında ayakta kalmazsa kellesinin gideceğini bildiğinden açılışını kendisi görememiştir. Seyahatimizin dördüncü günü ağırlıklı olarak kardeş şehrimiz olan İlijaş belediyesinin protokolü çerçevesinde gerçekleşmiştir.  İlijaş a giderken yol üzerinde gördüğümüz Milli Park en az bir iki gün gezmeye değer niteliktedir. Bizim burada dikkatimizi çeken bu parka hemen bitişik durumda bir Boşnak tarafından yapılan ve ismine Etno Köy konulan bir köy içerisinde, ahşap mimarinin ve içersindeki tarihi eserlerin başlı başına tarihçiler tarafından görülmeye değer olduğu kanaatindeyim. Hele burada gördüğümüz bir ferman ben hala Fatihin turasını taşıdığı inancındayım.  Tarihçilerimizin görüp gerçekten hak ettiği önemi vermesi, burada bir Fatihin Bosna Hersek in fethinde Hıristiyan Hırvatlara hitaben yazdığı bir fermanı kısa bir bölümünü okumak istiyorum. Bu da bize Osmanlının 600 yıl o ülkede nasıl hükmettiğinin ipuçlarını da vermektedir. Metin şöyledir ? Ben sultan II. Mehmet Han, bundan böyle bütün dünyaya ilan ediyorum ki Bosna fransiskanları benim korumam altındadır ve emrediyorum ki kimse bu insanlara ve kiliselerine zarar vermeyecek ve devletimde barış içersinde yaşayacaklardır.? Mesaj böyle uzayıp gidiyor. Değerli arkadaşlarım bugünün siyasetçileri, bugünün devlet yöneticileri, kanımca sıkça Osmanlının özellikle yükselme dönemindeki padişahların fermanlarını okumalarında yarar görmekteyim. Eğer bu ülkede barış içerisinde farklı etnik gruplar uzun müddet yaşayacaksa, dördüncü gün bizim hepimizi etkileyen sayın başkanında biraz değindiği, kocaları ve oğulları Srebrenitsa Katliamında 8300 biliyorsunuz Boşnak katledilmişti. Katledilen 100?e yakın Boşnak kadınının yaptığı ve lezzetinin yanında gerçekten görsel bir ziyafet olan o yemeklerden bahsetmeden geçemeyeceğim. Gerçekten hepimiz hem o kadınların tavrından duruşundan oldukça etkilendik hem de bize sergiledikleri o unutulmaz ziyafetten oldukça etilendik. Aynı günün akşamı belediye tiyatrosunda burada bir dip not olarak belirteyim, en küçük kasabada bile tiyatro var. Hani bizde büyük tiyatroların bile yıkılmakta olduğu tasfiye edilmekte olduğu bir yerde en küçük belediyede bile, en küçük belediye olması önemli değil işlevsel olması önemli. Bina önemli değil içindeki insan önemli ana mesaj bu, bunu anlatmaya çalışıyorum. Binayı unutun içinde insan yoksa, hani o çok meşhur laf o öyle.

BAŞKAN- Necati bey devam edelim karşılıklı konuşmayalım.

Necati YILDIZ- Burada Boşnak genç kız ve erkeklerin Türkçe ve Boşnakça ilahileri takiben İlijaş belediyesinin akşam yemeğinde bulunduk ve ertesi gün ülkemize dönmek için yola koyulduk. Ben bu gezide birlikte yol arkadaşlığı yapan arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum ve büyük teşekkürü de bizleri gerçek bir konuk sever gibi ağırlayan İlijaş belediyesi yetkilileri ve Boşnak halkına sunmak istiyorum hepinize teşekkür ediyorum.

BAŞKAN- Evet teşekkür ediyorum Necati Bey. Alkışlamayın arkadaşlar. Nehirle ilgili herhalde Duna değil de, Buna nehriydi o değil mi? Hayrettin Bey buyurun. Hasan Bey size de söz vereceğim. Siz Boşnak mısınız Hasan Bey?

Hayrettin GÜNGÖR- Değerli Başkanım, meclisimizin değerli üyeleri ve değerli misafirler hepiniz hoş geldiniz. Necati bey geçekten gün gün neredeyse saat, saat olayı anlattı çok ekleyecek fazla bir şey yok.  Ancak ben çok kısa fazla vaktinizi almadan, çok fazla teşekkür faslına da girmeden, sayın Necati beyin yaptığı bütün teşekkürlere kalben katılıyorum. O uzun uzun, teker teker teşekkür etti. Bir daha ki gezide inşallah hep birlikte sağlık ve sıhhatle, Osmanlının diğer yetim yavrularını gezmek üzere, diğer Halep e de inşallah barış sağlanırsa, diğer Türk devletlerinin böyle Osmanlıdan kopmuş ama bir türlü bize yakınlaşamamış yerlerine kardeş belediye olmasak da gezi yapmak isteriz örneğin bir Bakü?ye mesela. Şehirleri gezerken sanki Diyarbakır da Muşta, Van da, Tatvan da, Afyon da gibi görüyorsunuz. Biraz daha temiz derli toplu bu Avrupa?nın doğasında var. Bize nedense çok fazla ulaşmıyor bu birlik şehirlerin, dirliği ve yapısındaki özellik. Örneğin Avrupa da bir çok şehre gidersiniz Prag ı gezerken Paris de bir sokakta zannedersiniz kendinizi, ya da Londra?nın bir caddesinde gezerken sanki başka bir Avrupa ülkesinin başkentindeymişsiniz gibi şaşırırsınız. Şehir yapıları organik olarak birbirlerine çok benzer. Dolayısıyla orası da bir Avrupa elinin değdiği belli ancak bırakmış olduğu eserlerden dolayı 415 yıllık bir Osmanlı hakimiyetinden sonra, bırakmış olduğu eserlerden dolayı tüm şehirlere benzeyen şehirler gördük. Özelikle bizim Karadeniz şehrine çok benziyor doğası yapısı şehirlerdeki yerleşim bakımından. Birazcık şunu anlatmak istiyorum, hepimizi ilgilendirdiği için yakın bir tarih 1992?ye kadar bu ülke önce Osmanlıdan sonra bağımsız olarak kazanamıyor biliyorsunuz ki önce İngilizlere veriliyor. Sonra Yugoslavya?nın bağımsızlığını kazanmasından sonra II. Dünya savaşından sonra 1940 yılında Yugoslavya?nın  bir bölümünü teşkil ediyor. Daha sonra 92 de o bildiğiniz 89 Prehistorika değişiminden sonra önce Hırvatlar, kilisenin ve Almanya?nın yoğun baskısı üzerine bağımsızlığı ilan ediliyor. O dönem bizim Türkiye Cumhuriyetinin de destek sözü üzerine Bosnak kardeşlerimiz bağımsızlığını ilan ediyorlar. Nisan 29 1992 bağımsızlık ilan edilince ilk olarak Hırvatların saldırısına uğruyorlar çünkü onlar eski Yugoslavya düzeninin devam etmesinden yanalar. Bizimkiler Ortodoks din olarak söylemem özür dilerim çok fazla dini olguları öne çıkarmak değildir, sadece yaşananların daha net görünmesi içindir. Ortodoks Sırplarla Katolik Hırvatların arasında kalıyorlar. Biz o dönem ne yapıyorduk 92 de hepimiz yaşıyorduk. Yaş ortalamasına bakıyoruz olmayan yok. Burbuçe RUŞİTİ diye bayan vardır ismini bilmeyen yoktur. Oradaki bayan spiker o pazar baskınını anlattığı  şekliyle bugünkü gibi gözümüzün önünde. Hep beraber seyrettik televizyondan niye gidip de ?Ya ne oluyor burada kardeşim? deme şansına sahip değildik. Türk olduğumuz yada Müslüman olduğumuz için değil insan olarak neredeydik diye ben kendi adıma vicdani muhasebe yaptığımda ciddi yaralar hissediyorum kendimde, ?Ne yapıyorsunuz  siz burada kardeşim? diyemedik. Neden diyemediğimizi söyleyeyim. Her zaman olduğu gibi birileri bizim elimize bir oyuncak vermişti, birbirimize düşürmüşlerdi, terörle uğraşıyorduk evet. Bu hep böyle olmuştur. Ben batı düşmanı değilim, sevdiğim söylenemez. Ama burada batı aleyhtarlığı yapacak halimde yok. Ama emperyalistlerin her dönem yaptıklarını birebir aynısını, aynı filmi biz bir kerede orada sergilediklerini gördük. Koşamadık yetişemedik 1444 gün sadece bir tünelden 800 m lik bir tünelden beslendiler. Silahları sayın hocamın da bahsettiği gibi el yapmasıydı. Biz bir şey yaptık mı? yapabilir miydik? Bunun çok fazla muhasebesini yapacak halim yok ben insan olarak Hayrettin GÜNGÖR olarak bunun vicdani rahatsızlığını duyuyorum net olarak söylüyorum. Ama bize yansıyan orada yaşayanlar arasında çok büyük bir çelişki var biz o zaman bunların bir çoğunu görmemiştik. Ben teşekkürümü bir kez de bunları bize gösterenler için yapmak istiyorum gerçekten. Burada bir Avrupa?nın göbeğinde insanlık adına büyük bir katliam yaşanıyor. Toplam 30 binden fazla insan ölüyor, 8 bin 500 kişiden fazla kayıp var ve bunları özelikle Hollanda?nın barış gücü askerleri gözü önünde silahları alınmış insanların Srebrenitsa katliamı göz görülerek, göz göre göre yapılmış. Biz bunları tanıyoruz. Biz bunları daha önce Adana da tanıyoruz, Antep de tanıyoruz biz bunları daha önce İzmir de de tanıyoruz. Hatta Balıkesir de Afyon da tanıyoruz. O dönemde Milli birlik ve bütünlük içerisinde Ulu Önder Atatürk?ün önerliğinde büyük bir savaş vererek biz bunları kovduk. Ancak bu yeterli mi? Yeterli değil. Devam ettirmemiz lazım biz sadece kendi ülkemiz için değil gerçekten, sürekli olarak bizden medet uman sadece Türk ve Müslüman oldukları için değil, dünyadaki mazlum milletlerin  tamamına ?Dur? diyebilmek adına güçlü olmamız lazım. Bununda olmazsa olmazı birlik ve beraberlikten geçer. Biz buradan başlayalım herkes  kapısının önünü süpürsün. Ayrıştırıcı değil, birleştirici olalım. Yıkıcı değil, yapıcı olalım. Gelin canlar bir olalım. Çünkü diyor ki Mehmet Akif ?Girmese bir topluma nifak düşman giremez. Toplumu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.? Biz artık bırakalım bu işteki saçma sapan, olumsuz kargaşayı o akıl almaz çelişkileri çekişmeleri bırakalım da biz bir olalım bize kimse bu tarihi örneği bir daha yaşatmasın. Hep birlikte el ele mutlu yarınlara koşarak gidelim diyorum. Hepinize iyi akşamlar diliyorum.

BAŞKAN- Evet teşekkürler Hayrettin Bey. Güzel konuşmanız için Hasan Bey buyurun. Sonra İsmail Bey siz istediniz değil mi?

Hasan SURÖZÜ- Sayın Başkan, değerli meclis üyeleri arkadaşlarım. Vermiş olduğunuz bu bilgilerden dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Yapmış olduğunuz bu seyahatin sayın başkanım, Necati başkanım da ders aldığını söyleyerek üstüne basarak o şehirlerde yapılan bu gezilerin bütün meclis üyesi arkadaşlarım ve başkanlar açısından çok faydalı olduğunu düşünüyor ve bu yapılan, yapılacak bütün seyahatlere destek veriyorum gönülden.

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum. İltica korkunuz kalmış demek ki Hasan Bey.

Hasan SURÖZÜ-  İltica korkum devam etmekte Ali Beyden dolayı.

BAŞKAN- Ali Bey hariç.

Hasan SURÖZÜ- Aynen Ali Bey hariç. Ama inşallah bir şeyler öğrenmişsinizdir. Bu belediyecilik hizmetini Bayraklıya daha iyi taşırsınız diye ümit ediyorum.

BAŞKAN- Teşekkür ediyorum.

Hasan SURÖZÜ- İnşallah bu turizm alanı falan iyi düzenlersinizde bizde takdir ederiz.

BAŞKAN- Teşekkür ederim.

Hasan SURÖZÜ- Düzenleriz dedim. Zaten hep beraber. Düzenleriz hep beraber bizde tebrik ederiz.

BAŞKAN- Evet İsmail Bey.

İsmail YAĞCI-  Sayın Başkanım, değerli meclis arkadaşlarım 3 Aralık Dünya Engelliler günü nedeniyle bütün engelli kardeşlerimizi kutluyorum. Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN- İsmail Bey bende gezi ile ilgili konuşacaksınız sandım. Yani birden gündemi değiştirdin tebrik ederim. Buyurun.

Tarkan DÜZMAN- Ben kalkamayacağım başkanım. Sayın Başkan, değerli meclis üyeleri hepinize hayırlı akşamlar.

BAŞKAN-Arkadaşımız, belinden sıkıntılı biraz.

Tarkan DÜZMAN-Sayın Başkan değerli meclis üyeleri herkese hayırlı akşamlar. Necati beyin görüşlerine saygı duyuyorum ama bu gördüğü güzellikler şimdi siyaset olacak biraz ama söylemeden de yapamayacağım. Biz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden çok kısa bir süre önce Bosna Hersek Başbakanı, Bakanlar, rektörler bütün Bosna?nın üst düzeyi aşağı yukarı 40?a yakın bir grubu ağırladık. Onlar Türkiye?ye Recep Tayyip ERDOĞAN?a oy verilmesi için buradaki Boşnakları ikna etmek için gelmişler. Bizde bir toplantılarına katıldık. Dedim ki ?Neden Recep Tayyip ERDOĞAN diyorsunuz?? Biz 2002 yılı Recep Tayyip ERDOĞAN zamanın başbakanı iken yönetimi eline alana kadar orada çok zorluklar çektik. Biz Sayın Başbakanımızdan 300 m yol istedik. 14 km duble yol yaptı. Köprü onarımı istedik yeni köprü yaptı. Su sıkıntımız vardı baraj yaptı. Ecdadın orada yaptığı bütün eserler 2002 ile 2014 yılı arasında Başbakanın talimatıyla aşağı yukarı eksiksiz hale getirildi. Valla biz bunları zamanın Başbakanından dinledik. Bosna Hersek başbakanından sizden de sadece şunu rica ederdim yani orada en azından %30?unu, %40?ını bizim hükümetimiz zamanında yapıldıysa küçük de bir hükümete teşekkür etmenizi isterdim.

BAŞKAN-Yani ilgili Belediye Başkanı ve Turizm Bakanı bundan bahsetmedi. Yalnız Cengiz inşaatın inşaatlarını gördük orada. O meşhur Cengiz inşaat.

Tarkan DÜZMAN- Osmanlı?dan ecdattan kalma eserler 2002 ile ben Boşnak damadıyım aynı zamanda gitmedim kendim ama.

BAŞKAN- Tavsiye ederim valla Bosna?yı görün.

Tarkan DÜZMAN -Görmedim ama bu 12 yıllık dönemde benim eşim,

BAŞKAN-Belediyede yaptığımız konferansta, ilgili Belediye Başkanı ve önce görüştüğümüz Turizm Bakan yardımcısı hiç dile getirmedi. İsterseniz bir ikaz edin de buraya geldiklerinde dile getirsinler.

Tarkan DÜZMAN-Çünkü biz Bakanlardan ve Başbakanlardan dinledik.

BAŞKAN-Teşekkür ederim.

Tarkan DÜZMAN- Ben teşekkür ederim.

BAŞKAN-Buyurun Hatice hanım siz geziye gelmediniz. Gezi ile ilgili mi konuşacaksınız.

Hatice TATLI- Yok ben gezi ile ilgili değil. Biz  buradaydık. Ama oraya dair,

BAŞKAN- Gündem ile ilgili konuşacaksınız.

Hatice TATLI- Oraya dair bir şeyler söylemek isterim. Dediler ya arkadaşımız hepsi bizim Başbakanımız tarafından yapıldı hayır 1992 yılında ilk defa UNESCO?yla beraber bizim o dönemin genel başkanımız Beyaz YAŞMAK?la beraber oraya gitti. Çünkü bir geçirdik ya 25 Kasım?ı Kadına şiddete son. Parantez içinde söyleyeyim Bayraklı Belediyesi kadınların yanında olduğunu bir kez daha gösterdi. Kadınlara dedi ki semt merkezinde ?Nasıl bir dünya görmek istiyorsunuz,  hayallerinizi çizin. Onlar çizdiler ve nasıl bir dünya yani bugünkünden daha başka şeyler istediler ve Belediye başkanımız başta olmak üzere birçok arkadaşımız o resimlerden aldı. Sırf katkı olsun diye yapıldı. Şimdi o dönemde de  savaşın çıktığı yıllarda kadına şiddet cinsel taciz biliyorsunuz ki orada yurtlar açıldı daha sonra, bu çocuklar sahiplenilmediler ve o dönemde bizim genel başkanımız dahil olmak üzere koalisyon hükümetleri vardı. Ve gittiler Bosna Hersek? de önce onlar başladılar. Onları söylemiyorsunuz sadece son dönemi söylüyorsunuz.

BAŞKAN- Onu bilmiyordur. Ya bunu siyasi polemik haline getirmeyin.

Hatice TATLI- Yok, yok ben başka bir şey söyleyeceğim.

BAŞKAN-Yapan herkese teşekkür ederiz.

Hatice TATLI- Teşekkür ederiz. Şimdi oranın özelliklerinden iki tanesi çok önemli. Şimdi genel yönetimimiz Hem Milli Eğitim Bakanları, şimdi ki Milli Eğitim Bakanlarımız ve Adalet Bakanlarımız şöyle de düşünmeli, Bosna Hersek? de yapılan gibi. Ne yapıyorlar orada? Diyor ki mahkuma, ?Eğer sen bu ağaç dikme mevsiminde günde 30 ağaç dikersen bir günün iki gün olarak sayılacak? diyor. İklim koşulları çok iyi orda.

BAŞKAN-Burada da başladılar. Bizde alıyoruz belediyeye yakında.

Hatice TATLI- Elbette ama bu ilk önce devlet politikası olması gerekiyor. Yerel yönetimler elbette  yapıyor üstüne düşeni ve 2 gün sayıyor. Ve özgürlüğüne kavuşmak için canla başla çalışıyorlar. Bu nedenle çok iyi bir proje. Bir başka şeyde Milli Eğitim Bakanları yapıyorlar. Diyor ki yaz tatilinde belli bir süreyi küçücük daha ana sınıfından başlayarak onları ekilecek dikilecek yerlere götürüyor. Diyor ki yaşlara göre, sen şu kadar ağaç dikeceksin. Ama sosyal etkinlikler her şey hazır orada. Hem oyun tarzında yapıyorlar.

BAŞKAN- Güzel bir proje fazla ayrıntıya girmeyelim Hatice Hanım.

Hatice TATLI- Girmiyorum. Yani yemyeşil olmasını sağlıyorlar. Onun için de devlet politikası olarak bunların yapılması gerekiyor.

BAŞKAN- Ben noktayı koyacağım. Bir şey söyleyeyim arkadaşlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti Bosna Hersek savaşı çıktığında NATO bünyesinde bir ülke olduğu için NATO dan ayrı gayrı legal olarak bir şey yapamamasına rağmen oraya giden arkadaşların tüneldeki sunucu arkadaşımızın bize en çok İran, Pakistan yardım etti orada. Biz NATO da olduğumuz için açıkça yardım edemiyorduk. Ama Kemal BAYSAK orada ne dedi? ?Bizim bir iş adamımızın uçak firması 93 savaşında tarlalara inerek cephane atacak.? Yani Türkiye Cumhuriyeti her halükarda,  her yapana teşekkür ederiz. Burada hiç ayrım gayrım yok. Savaş esnasında gizlice muhteşem bir desteği olmuş, hala da devam ediyor. Mesela Kemal BAYSAK orada bir üniversite kurmuş arkadaşlarıyla yaklaşık 3.000 civarında öğrenciyi okuttuğunu söylüyorlar. Onun için bizim ülkemizin desteğe devam etmesi lazım. Makedonya?ya Bosna Hersek?e Trakya?daki Türklere. Ben esas sizin vurgulama gereği duyduğunuz bir konuyu unuttuğunuzu düşünüyorum Necati Bey ve diğer konuşmacı arkadaş olarak. Dün savaşan etnik gruplar bugün sanki susmuş gibi lafta görünüyor. Benim oradaki konuşmamı da arkadaşlar izlediyse Boşnak arkadaşlarımızın, Boşnak insanlarımızın dikkat etmesi gereken konunun gelecekteki savunmaları tekrar. Böyle bir rahatlık içinde gördüm ben onları orada tekrar. Sanki bir daha savaş olmayacakmış gibi sanki bir daha bu Sırplar bu iddiasından vazgeçmiş gibi bir havaya girmişler. Dolayısıyla bu hava beni orada ürküttü ve üzdü. Dolayısıyla Yugoslavya ordusunu silahlarını elinde tutan Sırplar ve Hırvatlar tabi ki bizim Boşnak insanlarımızı paramparça etti o zaman. Hazırlıksız bir bağımsızlık ilanıydı ama şuanda bu hazırlığı yapmazlarsa korkarım ilerde yine bu etnik şiddet dünyanın en kötü olayı yine gündeme gelebilir. Çünkü ülkemizde de bu yapılıyor. Orada da konuşmamda da söyledim bizi de etnik olarak kaşıyıp bölmek istiyorlar tekrar. Bu batılılar Hayrettin Beyin söylediğine katılıyorum. Biz batıya karşı değiliz ama batıyı da çok sevdiğimizi söylemeyelim gerçekten. Bunlar bizim hiç dostumuz değil inanılır gibi değil. Dolayısıyla böyle bir tablo var. İlijaş belediye başkanı havaalanında beni uğurlarken yaptığım konuşmalardan arkadaşların haberi yok. Bizden oraya küçük yatırımlar istedi. Havaalanına gelmişti ya o orada bir belediyemiz daha önce yapmış orada bir kültür merkezi bende dedim siz getirin taleplerinizi bize gönderin orada küçük bir park yapabiliriz başka bir tesis yapabiliriz bütçemizin ölçüsünde. Ya da büyükşehirle de konuşur ilave yapabiliriz. Tiyatroları yenilemişler, yıkılmış yenilemişler. Dolayısıyla buraya gelecekler bizde onlarla birlikte ve iş adamlarımızla, iş adamlarını bir ayara getirmeyi becereceğiz diye düşünüyorum. İnşaatçı arkadaşlarım özellikle burada var ya inşaatçılar, Latif bey başta olmak üzere düğün salonu kaçak yapma yalnız orada sen. Orada sen şimdi bak ruhsatlı bir düğün salonu yap böylece hepimizi mutlu edersin. Bugün gelmeyen arkadaşlarım. Buyurun Abdullah Bey buyurun.

Abdullah AKTAŞ- Geçtiğimiz 10 Kasım?da belediyemiz çok güzel bir etkinlik düzenledi. Ama üzülerek belirtmek istiyorum ki ya orada bize 2.?lik yaratılmak istendi yada bize 2. İnsan muamelesi yapılmak istendi. Ayrılan yerlerimize başkaları oturtuldu. Ya belediye personeli ya da tanıdık birileri oturtuldu. Gelen arkadaşlarımız geri gitmek zorunda kaldı hatta siz de farkındasınız Rukiye Hanımı da siz son dakika çağırdınız. Şimdi burada şunu söylemek istiyorum. Şimdi böyle programlara biz katılmak istiyoruz. Ama bu şekilde değil. Yani bu ülkede Atatürkçü olan sadece CHP?liler değil. Bizler de Atatürkçüyüz. Çok güzel başlayan bir programın bu hale gelmesine ben inanın çok üzüldüm. Ve zaten ikinci yarısına katılmadık.

BAŞKAN-Keşke katılsaydın Abdullah daha bize gelip bunu söyleseydin bir daha olmasın diye.

Abdullah AKTAŞ- Hayır başkanım söylenmesine gerek yok bu ilk defa yaşanmıyor.

BAŞKAN- Hayır bırakıp gitmek hoş olmadı onu söylüyorum.

Abdullah AKTAŞ- Bu ilk defa da yaşanmıyor. Daha önce de aynı şeyler yaşandı sesimizi çıkartmadık. İsimlerimiz yazılmış olduğu halde başkalarının yerimize oturduğunu gördük.

BAŞKAN- Ben ona müdahale ediyorum.

Abdullah AKTAŞ- Bunun düzeltilmesini istiyoruz. Eğer düzeltilmeyecekse şimdiden söylüyorum hiçbir programa katılmayacağımızı belirtmek istiyorum yani.

BAŞKAN- Olur mu canım ne demek. Sinirlenme, sen sakin arkadaşsın.

Abdullah AKTAŞ- Belirttiğim gibi bu ülkede Atatürkçü sadece CHP ?liler değil, yaptığı hizmetlerle?

BAŞKAN- Sırayla o konunun ne alakası var.

Abdullah AKTAŞ- Hayır devamını getireceğim.

BAŞKAN-Devamını getireceksin tamam.

Abdullah AKTAŞ- Yaptığı hizmetlerle AK Parti hükümeti ülkemizi en iyi şekilde temsil etmiş, ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için gereken tüm hizmet ve adımları atmıştır. Atmaya da devam etmektedir. Yani buna herkes katılabilir yada katılmayabilir. Ama bu böyle yani. Ayrıca Necati abiden şunu da beklerdim gündemi çok iyi takip ediyor kendisi. Ülkemizde olan olaylarla ilgili konuşuyor. Biraz önce de Hatice Hanım ağaç dikmekten bahsetti. Yalova?dan da konuşulmasını beklerdim. Orada bir katliam var. Taksimdeki ağaçları keserek?

BAŞKAN- Bosna ile Yalova?yı birleştirmek kolay değil yani konuşuruz sen açsaydın konuşurdu arkadaş.

Abdullah AKTAŞ- Şimdi Taksim?deki kesilen ağaçları bahane ederek ülkemizi karıştırmaya çalışan eylemciler ya da o günkü dönemde prestij kaybettiren eylemciler, maddi zarara uğratan eylemciler, ben soruyorum bugün neden bunu yapmıyorlar? Ya da görünen bu yanlışı bugün burada neden gündeme getirmediler? Medyada niye gündeme getirilmiyor?

BAŞKAN-Medyayı sen bize sormayacaksın. Kendinize soracaksınız.

Abdullah AKTAŞ- Başkanım sizinde medyanız var. Orada hiçbirisi konuşulmuyor yani.

BAŞKAN- Nerde bizim havuz medyası yok bir şey yok.

Abdullah AKTAŞ- Ayrıca ben Belediye binasının son durumu hakkında ve Adalet mahallesinde yapılan spor salonun son durumu hakkında bilgi almak istiyorum.

BAŞKAN-Değerli arkadaşlar tamam bilgi vereceğim. Latif Bey konuşacak mısınız? Latif Beyi alalım.

Latif AYDEMİR- Sayın Başkanım, teşekkür ederim. Düğün salonları bence Bayraklı? nın değil, İzmir? in değil, Türkiye?nin sorunu.

BAŞKAN- Teşekkür ederim. Sen ne alınganlık gösteriyorsun ben espri yaptım. Buyurun Rukiye Hanım.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Herkese hayırlı akşamlar. Sayın Başkanım Bosna gezisinden bahsettik bugün. Bosna gezisi gerçekten güzel bir gezi oldu. Biz bu konu ile alakalı size teşekkür etmek istiyoruz.

BAŞKAN- Sağ olun bende size teşekkür etmek istiyorum.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Çok teşekkürler arkadaşlar orda akıllarında kalanlardan bahsettiler. Bende bunu yapıcı eleştiri olarak söylemek istiyorum. Benim aklımda kalan da orada ki nefes alanları oldu. Bayraklıya da böyle nefes alanlarının lazım olduğunu orda da dile getirdik. Burada da onunla alakalı güzel bir projeler yapıp?

BAŞKAN- Gecekonduların kalkması lazım evet.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Bayraklı ya böyle alanların kazandırılması?

BAŞKAN- Dikkat ettiyseniz kaçak yapı yok orda.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Evet kaçak yapı yok. Ama oradaki nefes alanları hakikaten insanı dinlendiren?

BAŞKAN- Neydi o gittiğimiz park? Ne parkıydı o arkadaşlar? Sürekli fotoğraf çektirdiğiniz. Gülhane parkı değil. Yaşam parkı.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Bu konuyla alakalı tekrar size teşekkür etmek istiyorum.

BAŞKAN- Ben de teşekkür etmek istiyorum. Elimizden gelen her yere yeşil alan yapmaya çalışıyoruz.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Yalnız bizim yeşil alanlarımızla oradaki yeşil alanlar çok farklı bunu hepimiz fark ettik.

BAŞKAN- Tabi onların doğası da müsait. Sürekli yağmur yağıyor. Sürekli yağmurlu bir yer.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Bir de ben bir şeyden bahsetmek istiyorum. Madem başkanım 10 Kasım la alakalı konuyu açtı. 10 Kasım dan beri beni rahatsız eden bir cümle var, bir kelime var. Burada bir yanlış anlaşmış olabilirim, benim bu yanlış anlamamdan kaynaklanıyor olabilir.

BAŞKAN-  Şairin mi?

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Şairin.

BAŞKAN- Ama o şiir sonuçta.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ-  Şöyle. Hayır bakın. O şiiri kastetmiyorum. Şiir şuydu; ?Unutun bütün sözlerimi, yıkın heykellerimi,? bundan bahsetmiyorum. Akabinde şair kendi yazdığı bir şiiri okudu ve o şiirin sonunda ?O Yobazların anneleri para karşılığında neler yapmıştır acaba? diye bir cümle kullandı. Bakın bu cümle, ben o kasetin tekrar izlenmesini bu ne demek istediğini beyfendi gelsin bir açıklama yapsın.

BAŞKAN- Vallahi izleyeyim ben.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Kime, yobaz derken kimi kast etti.

BAŞKAN- Işid vari adamlara söyledi herhalde onu. Kadınları pazarlıyorlar.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Şimdi burada kadınlara şiddetten konuşmamız, Hatice Hanım bahsetti kadına şiddetten. Şimdi kadına şiddet her şekilde şiddet vardır. Sözlü şiddet vardır, taciz olarak vardır. Ben bunu hakikaten geçmişteki analarımıza yapılmış bir şiddet olarak görüyorum. Kınıyorum.

BAŞKAN- Gerekirse, alırız arkadaşı sizinde olduğunuz bir ortamda şiirde kast ettiğini ondan öğreniriz. Biz yazmadık şiiri bilmiyoruz. Spontane gelişmiş bir olay.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- O arada, spontane gelişmiş ama hakaret doluydu. Düşünmeliydi.

BAŞKAN- Yasaklanmalı, eğer hakaret varsa bilmiyorum o adam her yerde okuyor herhalde onu. Bayılacaktı bir de orada korktum.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Kendisi çok aşka geldi ama, yani başkalarını üzerek bunu yapmamalıdır. Ben sizden o görüntüyü istiyorum. Bir izleyelim, dinleyelim.

BAŞKAN- Tamam dinleyelim. Arkadaşı da çağıralım. Neyi kast etmek istediğini öğrenelim. Haklısınız bir daha da şiirleri, ben şiir okuyacak arkadaşı bilelim ne şiiri okuyacak.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Sizde fark etmişsiniz ki.

BAŞKAN- Orada orkestrayı yöneten arkadaşın davranışı oldu bizim bilgimiz dışında.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Tarihten bahsediyoruz, geçmişten bahsediyoruz, o insanların bu ülkeye neler yaptığından bahsediyoruz. Böyle analarımızın namusları bir takım kişiler tarafından.

BAŞKAN- Ne demek istediğini şimdi tam yargılamayanlımda, çağıralım adamı öğretmen emeklisi bir adam. Yani öyle direk kadınımıza saldıracak bir söz söylememesi gerekiyor. Alalım buluşturayım  ben gerekirse sizi davet edeyim arkadaşı.

Rukiye BAYRAK KARATAŞ- Tamam dinleyeyim. Sonra karar verelim. Teşekkür ederim.

BAŞKAN- Tamam teşekkür ederim Rukiye Hanım. Fazlı Bey buyurun. Eyvah kürsüye mi çıkıyorsun. Yok, yok kürsü kayabilirde bir gün kaza olacak diye korkuyorum.

Fazlı TAŞKIRAN-  En son Ali ALAN konuşacak herhalde.

BAŞKAN- Şimdi, Tarkan sen oradasın. Üstüne, müstüne düşecek.

Fazlı TAŞKIRAN-  En son Ali ALAN konuşacak herhalde, ondan önce biraz ben konuşayım dedim. Bosna gezisi için bize tarih dersi veren hem Hayrettin Beye, hem de Necati Beye teşekkür ediyoruz. Orada o eseri yapan Bayburtlu taş ustasını oraya götüren TİKA dır. Türk İş Birliği Kalkınma Ajansı, Başbakanlığa bağlıdır. O hizmetleri yapan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetidir. Evet sayın ECEVİT oraya gitmiştir ama o gittiği dönemdeki Türkiye?nin gücü ve bugünkü Türkiye?nin gücü arasında çok fark vardır. O zaman önü iliklenen dik durulan değil, ezilen itilen kakılan bir Türkiye Cumhuriyeti vardı.

BAŞKAN- Pardon bir şey söyle bilir miyim? Necati Bey sizin kast ettiğiniz köprü Mostar mı? Mostar köprüsü ihaleyle bir şirkete verilmiş. Bize verilen bilgi o.

Fazlı TAŞKIRAN-  Bakın hocam, oradaki TİKA?yı bahsettiniz.

BAŞKAN- TİKA?nın yaptığı başka bir köprü

Fazlı TAŞKIRAN-  TİKA?nın yaptığı köprüden bahsetti.

BAŞKAN- Bir dakika, konuşsun. İhale ile bir Türk firması yaptı.

Fazlı TAŞKIRAN-  Öbür dediğiniz dediniz ya ?TİKA yaptı? diye.

BAŞKAN- O başka bir şehirdeki köprü o. Mostar ı ihaleyle bir Türk firması alıyor. Devam edin.

Fazlı TAŞKIRAN-  Tamam fark etmez o, taş köprü orada Mostar demedi. O köprüyü, bakın hocam TİKA?dan bahsetti. Necati Bey, tamam TİKA?nın yaptığı köprüyü konuşuyoruz o zaman.  TİKA Türk İş Birliği Kalkınma Ajansı Başbakanlığa bağlı.

BAŞKAN- O başka bir köprü.

Fazlı TAŞKIRAN- Orada ki camileri, o köprüleri onaran şeyde orasıdır. Mostar?ın açılışını kim yaptı.

BAŞKAN- Türk firması yaptığına göre Türkiye Cumhurbaşkanı yaptı.

Fazlı TAŞKIRAN-Türkiye Cumhurbaşkanı yaptı. Peki Hatice Hanım, Hatice Hanım biz konuşurken hep böyle celalleniyorsunuz. Tamam, tamam Dünya Engelliler gününe geçelim. Bugün Cumhuriyet Halk Partisinin genel başkanı İzmir deydi. Gittiği her yerde engelliler tarafından protesto edildi. Bu kadar engelliye duyarlı belediyeler neden bu kadar çok protesto ediliyor? Kendimizi yokluyor muyuz sayın başkan.

BAŞKAN- Yokluyoruz vallah bizim engellilerle.. 

Fazlı TAŞKIRAN- Yokluyoruz ama burası engelliler için yapıldı biz hala burada belediye meclis üyeleri işgalci olarak kalıyoruz. Daha burayı teslim edemedik onlara.

BAŞKAN- Emniyet bizim binamızı işgal etmeseydi orayı işgal edecektik.

Fazlı TAŞKIRAN- Şimdi Emniyetin işgal ettiği bina Karşıyaka Belediyesinin size hediye ettiği kültür merkeziydi. Şimdi başkanım, bunları konuşacaksak saatlerce..

BAŞKAN- Konuşalım. Bak ben sabaha kadar konuşurum merak etme. Konuş.

Fazlı TAŞKIRAN- Şimdi, dolayısıyla engelliler büyükşehir belediyesine pankart açmışlar. ?Yavru fil İzmir?in bir yılda, bir ayda yediğini biz bir yılda kira olarak istiyoruz. Belediye başkanı bizi yerimizden kovuyor.? Afiş orada duruyor. Büyükşehir belediyesinin önünde.

BAŞKAN- Doğru, doğru.

Fazlı TAŞKIRAN-   Nasıl engellilere sahibiz hocam. Nasıl engellilere sahip çıkıyoruz.

BAŞKAN- Fazlı Bey bir kampanya başlatalım. Kiraları ödeyelim.

Fazlı TAŞKIRAN-  Tamam.

BAŞKAN- 20 milyar kirası var. Ben bir arkadaşımı gönderdim. Sosyal Hizmetler müdürü bilgi verir şimdi sana. En başta sen katkı koy açık arttırmaya çıkaralım. Kendi aramızda para toplayalım verelim kiralarını.

Fazlı TAŞKIRAN-  Aziz beyin hatasını örtün.

BAŞKAN- Aziz Beyin meselesi değil. İhaleye vermiş kirayı ödeyemiyorlar.

Fazlı TAŞKIRAN-  Hocam her şeye, her şeyi gidip onları getirin bide onları dinleyelim.

BAŞKAN-  Şimdi bak yeni torba yasasında derneklerle işbirliği var, aşılıyor onlar. O eski borcu ödendi mi kapanacak olay değil mi? Sosyal Hizmetleri Müdürü bu konuda açıklama yapsın. Ben gönderdim arkadaşlarla konuşturdum merak etme yani.

Fazlı TAŞKIRAN-  Takip ediyorsunuz.

BAŞKAN- Takip ediyorum.

Fazlı TAŞKIRAN-  Peki ondan sonra

BAŞKAN- Bir dakika arkadaş konuşsun.

Sakine AKYÜZ (Sosyal Hizmetler Md.V.)- Sayın Başkanım, Sayın Meclis Üyeleri ben gittim orda Erdem Bey var başkanı, Sevil Hanım var onlarla konuştum ayın 18?ine kadar 20.000TL yatırılması gerekli.

BAŞKAN- Hadi bakalım başlat bir kampanya Fazlı kardeşim. Canım benim.

Sakine AKYÜZ (Sosyal Hizmetler Md.V.)- Yatırıldığı zaman tamamen o problem çözülüyor Büyükşehir Belediyesi de şöyle bir şey demiş.

Fazlı TAŞKIRAN- Biz bunu Ak Parti olarak öderiz ama o zaman buraya çıkıp biz engellilerin yanındayız, engellileri koruyoruz demeye hakkınız kalmaz o zaman.

BAŞKAN- Hep beraber öyle diyelim bırak Ak Partiyi mak partiyi.

Fazlı TAŞKIRAN- Biz yapalım siz engellileri savunmayın o zaman. Biz savunalım.

BAŞKAN- Fazlı Bey sen kişisel olarak.

Sakine AKYÜZ (Sosyal Hizmetler Md.V.)- Bir de bu şeyle ilgili arkadaşlar oradaki Erdem Bey açıkladı. Sayıştay Müfettişi gelmiş. Sayıştay Müfettişi bu paranın karşı tarafa ödenmesi gerektiğini söylemiş. O yüzden eğer 20.000TL ödendikten sonra zaten Büyükşehir Belediyesi protokol yapıp orayı uzun  yıllar karşı tarafa verecek.

BAŞKAN- Evet bir kampanya başlasın burada hadi bakalım. Pamuk eller cebe.

Fazlı TAŞKIRAN- Başlasın başkanım buyurun.

BAŞKAN- Ben 1.000 TL veriyorum. Yazın arkadaşlar şahsım adına 1.000TL veriyorum. Getir kızım bir kağıt kalem. Fazlı kaç para veriyorsun? Ak Parti?yi karıştırma. Bir dakika Latif konuşuyor bir dakika. Mikrofonu ver kızım.

Fazlı TAŞKIRAN- Tamam hadi buyurun.

BAŞKAN- Tamam oda olur.

Fazlı TAŞKIRAN- Biz 15 kişiyiz siz 22 kişisiniz buyurun.

BAŞKAN- İsim, isim söyleyin.

Fazlı TAŞKIRAN- Niye havada kalır hocam biz 10.000TL getirip size vereceğiz. Hocam havada kalır yok siz çözüm taraftarı mısınız? Çözümsüzlük taraftarı mısınız?  Ali bey.

BAŞKAN- Ben tamam diyorum 10.000TL de CHP grubu veriyor. 10.000TL de Ak Parti grubu veriyor.

Fazlı TAŞKIRAN- Ali bey her zamanki gibi çözümü siz buldunuz.

BAŞKAN- Tartışmaya gerek yok. Latif söyle. Hepsini mi veriyorsun? Evet.

Fazlı TAŞKIRAN- Tamam 10.000TL  Ak Parti grubu, 10.000TL CHP grubu ama bunu da Büyükşehir Belediyesi?ne basın açıklamasıyla duyuracağız.

BAŞKAN- Karıştırma.

Fazlı TAŞKIRAN- Niye hocam?

BAŞKAN- Sen git açıklama yap. Tamam Cuma günü.

Abdullah AKTAŞ- Yalnız başkanım bir dakika yarı yarıya bölünmesin kişi başına rakam belirlensin herkes oradan ödesin.

BAŞKAN- Ben yapmadım teklifi sizin grup yapıyor. Kıvırma şimdi kıvırma teklifi sizin grup yapıyor. 10 - 10 veriyoruz. Burada tek başına verebilecek arkadaşlar var bu işi ya. Arkadaşım bu işi çözelim. Bu meclis çözüversin. Büyükşehir, Küçük Şehir.

Ali ALAN- Başkanım, başkanım çok önemli bir mesaj verdiniz. Bu teklif sizden geldi. Başkanımızın doğrultusunda bütün meclis üyeleri?

BAŞKAN- Arkadaşlar Cuma günü 10.000TL CHP grubu, 10.000TL Ak Parti grubu getiriyor, dernek başkanını buraya çağırıyorsun eline teslim ediyoruz.

Ali ALAN- Evet başkanım.

BAŞKAN- Konu kapanmıştır.

Tarkan DÜZMAN- Yalnız bir dakika, başkandan geldi teklif ama öneride Fazlı Beyden geldi onu sahiplenmeyelim. Teklif başkandan geldi yok.

Fazlı TAŞKIRAN- Ali bey Cumhuriyet Halk Partililer gibi her zaman çözümsüzlük taraftarı, her zaman çözümsüzlük taraftarı. Çözüm buluyoruz.

BAŞKAN- Konuyu açan o teklifi getiren biziz.

Tarkan DÜZMAN- Şunu yapalım %50, %50 yapalım.

BAŞKAN- Ya hep biz çözdük, meclisimiz çözdü.

Fazlı TAŞKIRAN- Meclisimiz çözmedi, biz çözmedik siz çözün fikirde sizin olsun yeter ki siz çözün bu işi.

BAŞKAN- Fazlı bir dakika. Bir dakika mikrofonu verin. Mikrofonu verin arkadaşlar yarın basın mensupları bunu ilan etsin kardeşim. Sakatlar Derneğinin parasını Bayraklı Meclisi ödüyor.

Sakine AKYÜZ (Sosyal Hizmetler Md.V.)- Başkanım müjdeyi verebilir miyim? Erdem beyi arayıp müjdeyi verebilir miyim?

BAŞKAN- Şimdi yanımızda ara Erdem beyi, Cuma günü gelsinler paralarını alsınlar.

Fazlı TAŞKIRAN- Bayraklı Belediyesi Meclis Üyeleri veriyor.

BAŞKAN- Bu kadar basit.

Fazlı TAŞKIRAN- Fikir de her şey sizin olsun yeter ki bu sorun çözülsün. Aziz KOCAOĞLU nu bu sıkıntıdan kurtarın.

BAŞKAN- Hepimizin olsun. Hepimizin olsun bırakın ya birlikte yapmayı öğrenelim bazı şeyleri arkadaşlar. Bırakın. Arıyorsun Erdem Beyi şimdi bilgi ver. Fazlı sen konuştukça milletin cebinden para çıkıyor istersen kes bu işi.

Fazlı TAŞKIRAN- Bu ondan sonra son olarak bu toplantılarda Ak Partiye yapılan saygısızlıklar

BAŞKAN- Saygısızlık yok ya.

Fazlı TAŞKIRAN- Ciddi anlamda, ciddi anlamda devam ediyor. Ben daha önce,  hep yanlış anlaşılmalar Hatice Hanım sizde ne söylesek yanlış anlaşılma oluyor. Sizin yanlış anlaşılma veya doğru anlaşılma kriteriniz nedir Allah aşkına.

BAŞKAN- Şimdi burada sıkıntı. Çözeceğiz onu çözeceğiz.

Fazlı TAŞKIRAN- Yani size yapılınca yanlış, bize yapılınca doğru, kriter nedir Allah aşkına ya.

BAŞKAN- Fazlı, Fazlı, Fazlı.

Fazlı TAŞKIRAN- Siyaset yapıyoruz burada.

BAŞKAN- Bağırmadan konuş. Güzel bir karar aldık bak şimdi onun üstüne şey yapma.

Hatice TATLI- Başkanım, başkanım. Biz grup başkan vekilinizle konuştuk. Bu yanlışlığı başkanımızla konuştuk. Bu yanlışlık düzeltilmiş oldu bu kadar.

Fazlı TAŞKIRAN- Daha öncede ben size anlattım aynı buna benzer,

BAŞKAN- Neden abartıyorsun.

Fazlı TAŞKIRAN- Düzeltilse, düzeltilse devam etmez hatalar bakın.

BAŞKAN- Sayın grup başkanım, arkadaşı disipline edin lütfen.

Abdullah AKTAŞ- Eğer zaten düzeltilmezse, bir dahaki sefer siz de oturacak yer bulamayacaksınız. Ön tarafı biz komple alacağız ona göre.

BAŞKAN- Canınız sağ olsun. Ne olacak?

Fazlı TAŞKIRAN- Her zaman ki gibi.

BAŞKAN- Biz halkımızı oturtturalım oraya niye kendimiz oturuyoruz. Evet. Tamam mı Fazlı Bey.

Fazlı TAŞKIRAN- Tamam her şey sizin  olsun.

BAŞKAN- Erdem Beye buradan müjdeyi veriyorum arkadaşlar. Fazlı parayı duyunca terk ettin orayı. Cuma günü eksiksiz istiyorum meclisi.
Belediye Başkanı Sayın Hasan KARABAĞ?ın Türkiye Sakatlar Derneği İzmir Şube Başkanı Erdem ÇERÇİOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesi
BAŞKAN- ?Erdem Bey merhabalar. Sağ olun sizin konunuz tartışıldı meclisimizde biraz önce arkadaşlarımızla. Sizin sesinizi de meclisimiz duyuyor. Cuma günü saat 18.00 de meclisimiz var, lütfen burada olun. Osmangazi binasında 20 milyar diye aktarıldı bize, 20 milyar size takdim edeceğiz kiranıza karşılık, bağış olarak bütün meclis grubumuz.
Erdem ÇERÇİOĞLU- Tamamdır sayın başkanım. Ses yankı yaptığı için tam anlayamıyorum ama Cuma günü orada olacağım. Ben sizin nazarınızda bütün meclis üyelerine çok teşekkür ediyorum sayın başkanım.  
BAŞKAN- Teşekkür ediyor Erdem Bey herkese. Bu sorunda bitmiş oluyor. Eylem, meylem yapmayın gelin parayı alın bu işi bitirin tamam. Sağ ol, sağ ol.

BAŞKAN- Şimdi bak bu tür konular şey yapılacak konular değil. Aziz Beyde hallederdi bu işi de, sinirlendi herhalde bir şeyler oldu. Evet buyurun.

Ali ALAN- Başkanım çok konuşuldu. Mecliste çok uzadı ben fazla uzatmak istemiyorum ama bu protokol krizi var malum bildiğiniz gibi işte konserlerde falan. Bu sadece Ak Partideki arkadaşlarımızın değil bazen bizim başımıza da gelebiliyor. Cumhuriyet törenlerinde, Cumhuriyet Bayramı törenlerinde malum bir bayan arkadaşımızda ayakta kaldı. Ama biz yine misafirperverliğimizi gösterdik. Örneğin bizzat İsmail Beye ben 10 Kasım törenlerinde hemen yerimizi verdik. Aileme ayrılmış yer vardı İsmail Beyi oturtturdum. Rukiye Hanımı ön tarafa aldınız bir incelik gösterdiniz. Arkadaşlarımın buna alınganlık göstermesine gerek yok. Eminim ki bir sonraki şeyde,

BAŞKAN- Alınganlık daha çok şiirdeki laf oldu gibi geliyor.

Abdullah AKTAŞ- Biz alınganlık göstermiyoruz.

Ali ALAN- Bir dakika. Bir dakika arkadaşlar şunu söyleyeyim. Bir sonraki şeyde yalnız biraz erken gelinmesi gerekiyor. Çünkü bizim Bayraklı lı vatandaşlar boş gördüğü zaman,

BAŞKAN ? Protokolü sıkıntıya sokuyorlar evet .

Ali ALAN- Evet, onun için biraz erken icabet etmek gerekiyor. Buna biraz daha hassasiyet gösterirlerse.

BAŞKAN- Protokolü rahatlatmak adına.

Ali ALAN- Böyle bir sorun olmaz. Arkadaşlarında bu konu ile ilgili hassasiyetlerini biliyorum. Onlarda çok rahatsız olmuşlar.

BAŞKAN- Tek gelen yanında birini getiriyor.

Ali ALAN- Biz onları tüm etkinliklerimiz de o arkadaşları görmek istiyoruz. Yani daha önce ki etkinliklerimize icabet etmiyorlardı. Evet, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN- Evet mutlu oluyorum ben. Buyurun Abdullah Bey.

Abdullah AKTAŞ- Biz bu konuda alınganlık yapmıyoruz birincisi. Ayrıca o gün ben sizlerden daha önce geldim. Ön taraf komple boştu. Öyle bir organize edilmiş ki bizim yerlerimizi gösteren arkadaş, bize başka yerleri gösteriyor. Yani geç falan gelinmedi o gün. Benim geldiğimde ön taraf komple boştu.

BAŞKAN- Protokolü yeniden düzenliyorum ben.

Ali ALAN- Başkanım, başkanım. Yalnız meclis üyesi arkadaşlarımız daha önceki etkinliklerimize katılım sağlamıyorlardı. Son bir, iki etkinliğimize icabet ettiler onunla ilgili bir organizasyon hatası olabilir. Bu da dediğiniz gibi mazeret değil. Bu telafi edilemeyecek bir şey değil. Bir sonraki etkinlikte telafi ederiz.

BAŞKAN- Evet, değerli arkadaşlarım Sakatlar Derneğinin sorununu çözdünüz. Teşekkür ederim bak meclis hayırlı bir işe vesile oldu. Ayın beşinde Cuma günü paraları hazırlayın gelin. Rezil etmeyin beni.

VII. TOPLANTIYA KATILAMAYAN MECLİS ÜYELERİNİN MAZERETLERİNİN GÖRÜŞÜLMESİ

BAŞKAN- Toplantıya katılamayan Münir DEMİR, Ali KÖKOĞUZ, mazeretlerinin kabulünü oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler, etmeyenler? Oy birliği ile kabul edilmiştir.

VIII. 2. BİRLEŞİMİN GÜN VE SAATİNİN TESPİTİ.

BAŞKAN- 5 Aralık Cuma günü saat: 18.00? de toplanmak üzere meclisi kapatıyorum.


Hasan KARABAĞ
Meclis başkanı


Ayşegül BAHADIR                         Sema TURAN
              Üye                                               Üye